banner298

banner194

15.11.2022, 09:23

Altılı Masa, Yılmaz Büyükerşen’e Cumhurbaşkanı adaylığı teklifi götürür mü?

2014’te gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri, bir nevi Türkiye’nin kırılma noktalarından bir tanesiydi.

Recep Tayyip Erdoğan fazlasıyla güçlüydü, karşısına çıkacak rakibin çok stratejik bir isim olması gerekiyordu.

O isim aslında bulunmuştu: Yılmaz Büyükerşen!

O günlerde konuşulan şuydu: Büyükerşen CHP’nin adayı olur, MHP tam destek verir, muhafazakarlardan da oy alabilir. Hoca, seçimi ikinci tura taşıyabilir, bununla beraber psikolojik üstünlüğü eline alır ve çatı aday olarak seçimi kazanabilir.

Ancak ne yaptılar ettiler, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir ismi seçmene dayattılar. Dolayısıyla seçimi, altın tepsiyle Recep Tayyip Erdoğan’a verdiler.

*

Şimdi, önümüzde ciddi bir Cumhurbaşkanlığı seçimi daha var. 2014’teki seçimden her yönüyle çok daha önemli olduğu su götürmez bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor.

Recep Tayyip Erdoğan yine aday; ortakları ise MHP ile BBP!

Fakat muhalefetin adayı henüz belli değil. Muhalefet derken, sadece altılı masayı düşünmeyelim. Altılı masanın dışında yer alan muhalefet partilerinin adayı ya da adayları da ortaya çıkmış değil.

Söz konusu belirsizlik ile muhalefet partileri arasında yaşanan ve kamuoyuna yansıyan tartışmalar, özellikle kararsız seçmenin Recep Tayyip Erdoğan’a doğru yönelmesine sebep oluyor.

*

Halihazırda muhalefet kanadında -özellikle altılı masa merkezli- yoğun olarak konuşulan adayları şöyle bir sıralayalım.

Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş!

Bu isimler dışında konuşulan isimler de var elbette ancak dedim ya, en yoğun konuşulanlar bu isimler.

*

Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olabilmek için yapmadığı kalmadı ancak vatandaş nezdinde karşılığı yok! Niye yok? Deniz Baykal’dan aldığı partinin oyunu bir puan arttırabilmiş değil de ondan. 12 yıldır girdiği tüm seçimleri kaybetti de ondan. Parti içerisinde hizipleşmeyi arttırdı da ondan. Dar bölge milliyetçiliği yaptı da ondan. Adalet diye yürüyüp partisinde ve belediyelerinde bile adaleti ve liyakati sağlayamadı da ondan. Dahası, ülke sorunlarına dair çözüm üretemedi de ondan!

Şimdi ne yapıyor Kılıçdaroğlu? Israrla yine aday olmak istiyor! Yahu yoksa Recep Tayyip Erdoğan’ın mı kazanmasını istiyor?!

*

Her neyse…

*

Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın, Recep Tayyip Erdoğan karşısında kazanma şanslarının daha fazla olduğu görüşü hakim.

Peki ikiliyi kıyaslarsak; Yani İmamoğlu ile Yavaş’ı?

İkili arasında da İmamoğlu önde görülüyor. Bırakın Türkiye’yi, dünyanın en büyük metropollerinden birinin belediyesini yönetiyor. Karadeniz lobisine hakim. Kürt kökenli yurttaşlarımızın sempatisini alıyor. Milliyetçi kesim tarafından seviliyor. Muhafazakar vatandaşları korkutmuyor. Genç, dinamik ve heyecanlı bir tarafı olması da İmamoğlu’nu öne çıkarıyor.

Mansur Yavaş tarafında kafalarda soru işareti yaratan önemli bir unsur, Kürt kökenli yurttaşlardan destek alıp alamayacağı…

*

Fakat hem Ekrem İmamoğlu, hem Mansur Yavaş’ın ortak bir handikabı var.

Nedir o?

Her ikisinin yönettiği belediye meclisine de hakim olan grup AK Parti veyahut Cumhur İttifakı!

Yani Cumhur İttifakının belediye meclis üyesi sayısı, CHP ya da Millet İttifakı mensubu belediye meclis üyelerinden fazla!

Dolayısıyla ikisinden birisi Cumhurbaşkanı adayı olursa, meclis içerisinden seçilen bir isim Belediye Başkanı olacak.

Cumhur İttifakına mensup meclis üyesi sayısı çoğunlukta olduğu için de, CHP, İstanbul ya da Ankara Belediyesi’ni kaybedecek.

*

Bu noktada CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge adlı programda dikkat çeken bir öneri gündeme geldi.

Öneriyi sunan isim Bedri Baykam oldu.

Baykam dedi ki:

ERDOĞAN’IN GÜCÜNÜ BÜYÜKERŞEN AZALTIR

“10 yıl ya da daha fazladır, Yılmaz Büyükerşen veya İlhan Kesici’den birinin Cumhurbaşkanı adayı olması gerektiğini savunanlardan biriydim. Şimdi o günden bugüne köprünün altından çok sular geçti, Ekmeleddin İhsanoğlu geçti. Bugün CHP diyor ki: Ben Ankara ve İstanbul’u kaybetmek istemiyorum bu büyük seçimden önce. Çeşitli halk kitleleri ve altılı masanın içinde bulunanlardan bazıları da diyor ki: Kemal Bey sizin iyi niyetinizi, çalışkanlığınızı görüyoruz ama halkta yeşil ışık yakacak karşılık şimdilik göremiyoruz. Şimdi böyle bir ortamda Ankara’yı ve İstanbul’u kaybetmeden, Sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğunda oturmaya devam ederek, belki de tek formül Yılmaz Büyükerşen -madem o Cumhurbaşkanlığı koltuğu daha pasif, daha senato başkanı gibi, daha sembolik, daha böyle parlamenter sisteme geçiş için gücünü kullanacak- orada Cumhurbaşkanı adayı olursa… Bir kere Büyükerşen’in kişiliği sivri değil. Öte yandan, Sayın Erdoğan’ın da birden boks ringinde heyecanla ortaya çıktığında gücü biraz azalmış olacak. Çünkü Sayın Büyükerşen’e karşı Sayın Erdoğan’ın da büyük aparkatlar vuracak bir ortamı olmayacak.”

*

Bedri Baykam’ın bu önerisinden sonra Hakan Bayrakçı’dan destek geldi. Bayrakçı, “Büyükerşen bir de çok saygılı biri, o tip kavgaları olmaz” dedi.

*

Hemen ardından Bedri Baykam devam etti ve dedi ki:

AKİL KİŞİ, SAKİN GÜÇ, FİLOZOF VE SANATÇI

“Farz edelim Sayın Erdoğan, ben koltuğu bırakmayacağım ve kazanacağım tekrar diye terse bir tavra girerek sertleşti. Sayın Büyükerşen akil bir kişi, sakin güç ve filozof ve sanatçı kimliğiyle bence onu çok iyi karşılar, dengeler ve gücünü amorti eder.”

*

Bu noktada Melik Yiğitel araya girdi ve Yılmaz Büyükerşen’i tek cümleyle şöyle özetledi: “Çok akil bir pozisyonu var.”

*

Yılmaz Büyükerşen için kullanılan ‘sakin güç, akil insan’ gibi ifadeler sonrasında Ahmet Hakan, söz konusu ifadelerin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu da anımsattığını ifade etti.

Bedri Baykam, Ahmet Hakan’ın bu yorumu sonrasında tokat niteliğinde bir yanıt verdi ve dedi ki:

EKMELEDDİN İHSANOĞLU YANLIŞI TARİH BOYUNCA İZAH EDİLEMEZ

“CHP tabanıyla uzaktan yakından yüzde bir ilişkisi olmayan bir insandır Ekmeleddin İhsanoğlu. Tamamen yanlış bir adımdı. Tarih boyunca da bu yanlış izah edilemez. Halbuki Yılmaz Büyükerşen tam tersi. Her CHP’linin kanının son zerresine kadar desteğini vereceği bir isim.”

*

Bedri Baykam’ın bu çıkışı sonrasında Mete Yarar, Hulki Cevizoğlu’nun katıldığı başka bir programda Yılmaz Büyükerşen ile ilgili aktardığı ifadeleri paylaştı.

İşte, Mete Yarar’ın anlatımıyla Hulki Cevizoğlu’nun anlattıkları:

YILMAZ BÜYÜKERŞEN ADAYLIK TEKLİFİNİ KABUL EDER Mİ?

“Daha önceki bir programda Yılmaz Büyükerşen önerisini ben söyledim. Hulki Cevizoğlu da vardı o programda. Ben şunu dedim: Eğer tarafsız bir isim istiyorsanız hiç kimse yokken tek Büyükşehir’i elinde tutan, seçim kaybetmeyen kişi Yılmaz Büyükerşen’di. Ben bunu söyleyince Hulki Bey şöyle bir şey anlattı: Ecevit’in son dönemiydi, ben de o sıra Ecevit’in ekibinde çalışıyordum. Uzmanlar Kurulu diye bir kurulumuz vardı. Sayın Ecevit Büyükerşen’e demiş ki: Gel DSP’nin genel başkanı ol, sana bırakalım DSP’yi. Büyükerşen o zaman demiş ki: Ben Eskişehir’den memnunum, Eskişehir’den dışarı çıkmak istemiyorum, burada görevime devam edeceğim. Yani Büyükerşen bu teklifi reddetmiş. Hulki Bey bu diyaloğu anlattıktan sonra, Yılmaz Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı gibi bir teklifi kabul etmeyeceğini düşündüğünü söyledi.”

*

Mete Yarar tarafından aktarılan Hulki Cevizoğlu’nun bu görüşüne Melik Yiğitel, Hakan Bayrakçı ve Bedri Baykam katılmadılar, genel başkan olmakla cumhurbaşkanı olmanın farklı işler olduğunu ifade ettiler ve teklif edildiği taktirde Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul edeceğini savundular.

*

Hatta Bedri Baykam, Büyükerşen’in, Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklifini devlet adına kabul edeceğini vurguladı.

*

ALTILI MASAYA BÜYÜKERŞEN SORUSU!

Bunun ardından Mete Yarar araya girdi ve altılı masaya şu soruyu sordu:

“Yani neden teklif etmezler ki? Tam profile uyan bir adam. Kurucu rektörlük yaptı, çok önemli görevlerde bulundu, dilinin ayarı iyidir.”

*

Mete Yarar’ın bu sorusu üzerine Bedri Baykam şu savunmayı yaptı: “Altılı masa karşı çıkmaz Yılmaz Büyükerşen’e.”

*

Bedri Baykam ardından şöyle devam etti: “Bu arada Yılmaz Büyükerşen aday çıktıktan sonra Sayın Erdoğan yine o kendine has en sert siyaseti yürütürse bile, Sayın Kılıçdaroğlu yine zaten CHP genel başkanı olarak bunun karşılığını verir.”

*

KILIÇDAROĞLU GENEL BAŞKANLIĞI NASIL KAYBETMEZ?

Bedri Baykam tarafından Kemal Kılıçdaroğlu dillendirilince Hakan Bayrakçı araya girdi ve önemli bir çıkışta bulundu: “Yılmaz Büyükerşen ile İlhan Kesici’nin bir de şu cazibesi var. Kemal Bey genel başkanlığı kaybetmez bu isimler aday olursa.”

*

Evet, CNN Türk’te yayınlanan programın bir bölümünde önde gelen isimlerin Yılmaz Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin yaptığı değerlendirmeyi siz değerli okurlarımıza aktardım.

Bu noktada yazımın baş taraflarını hatırlatmam faydalı olacak.

Ne demiştim?

Recep Tayyip Erdoğan güçlü bir rakip ve karşısına onu yenebilecek stratejik bir isim gerekli.

Kemal Kılıçdaroğlu olmaz, çünkü kamuoyunun inancı yok.

Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın ise handikapları var. Aday oldukları takdirde, yönettikleri belediyeyi kaybedecekler, belediye yönetimi AK Parti’li bir başkana geçecek. Bahse konu belediyeler de öyle eften püften belediyeler değil; biri uzun yıllar sonra kazanılan İstanbul Belediyesi, diğeri ise yine uzun senelerden sonra alınan Başkent Ankara Belediyesi!

Bu noktada CNN Türk’teki yorumcuların değerlendirmesi son derece önemli.

Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında ‘Yılmaz Büyükerşen formülü’ bu sefer uygulanabilir mi?

Bir kere devlet adamı, bilim insanı, sanatçı, gazeteci, siyasetçi, akil insan pozisyonunda, sakin, uzlaşmacı, Atatürkçü, milli değerlere bağlı, tüm seçmen kitlelerini etrafına toplayabilecek kabiliyete sahip, yani birleştirici…

Bir adaydan başka nasıl bir özellik beklenebilir ki?

*

Son söz: Altılı masa, Yılmaz Büyükerşen ismini derhal gündemine almalı…

saglisolluhaber.com

Yorumlar (1)
E. KAAN AKÇİMEN 1 yıl önce
Unuttuğunuz şey; onun 10 parmağında 10 hüner oluşudur. O sadece dünyanın en iyi belediyecilerinden biri değil (Bu konuda sanırım 1990-95 yılları arasında İngiltere'de ya Itv veya BBC'de bir ESKİŞEHİR belgeselinde nâmını duymuştum.), aynı zamanda, asıl o bir İKTİSAT PROFESÖRÜ'dür, ki ancak böyle biri bence Türkiye'yi düştüğü bu zavallı ekonomik yokluk, çokluk (sanırım ç yerine p olsa daha iyi olurdu) çukurundan çıkarır. My Prof! "If the motherland is at stake, the rest is unimportant."
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@