banner298

banner194

05.10.2021, 16:26

ESOGÜ'yü itibarsızlaştıramazsınız!

Eskişehir’de üç üniversite var; Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi.

Söz konusu üniversitelerin iyi tarafları olduğu kadar elbette eleştirilecek yanları da var.

Zira zaman zaman düzeltilmesi gereken unsurlar konusunda eleştirilerimizi kamuoyu adına sunuyoruz.

*

Fakat bazen üç üniversiteye karşı öyle ‘enteresan’ suçlamalar getiriliyor ki, insanın aklı almıyor.

Aslında bahse konu suçlamalar, üniversitelerin üst yöneticileri hedef alınarak yapılıyor.

Yani demem o ki, çoğu zaman, maksat, üniversitelere dönük yapıcı eleştiriler sunarak üzüm yemek yerine, bağcıyı -teşbihte hata olmaz- kanlı bıçaklı dövmek oluyor.

Eh, gösterilen bu tavır her ne kadar üst yöneticilere karşı olsa da, maalesef üniversitelerin zarar görmesiyle sonuçlanıyor.

*

Yukarıda aktarmaya çalıştığım gerçeğin en son örneği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde (ESOGÜ) yaşandı.

Nasıl mı?

Anlatayım…

Eskişehir Valiliği Üniversite Güvenlik Koordinasyonu tarafından alınan çeşitli kararlar var.

Dikkatinizi çekiyorum bu kararlar, zorunlu olarak uygulanması gereken kararlar!

Neyi içeriyor peki?

Kampüslerin fiziki olarak bölümlere ayrılması ile giriş-çıkışların kontrol edilmesini içeriyor.

İşte, ESOGÜ, söz konusu kararı uygulamak zorunda olduğu için hayata geçiriyor.

Bununla beraber ne yapıyor?

Yayalar için kartlı turnike sistemini kuruyor.

Araçlar için ise HGS sistemini uygulamaya geçiriyor.

Buradaki amaç, insanların güvenliği!

Yayalar için hiçbir biçimde ücretli geçiş diye bir şey yok; bu tamamen uydurulmuş bir şehir efsanesi.

Araçlar için ise HGS sistemi uygulanacağı için, tek seferliğine ve cüzi bir ücretle isteyenlere kart verilecek; akademik personel 50 TL verecek, idari personel 30 TL verecek. Ondan sonra araçlar için de yine ücretsiz geçiş başlayacak.

Ne yani? Siz, köprü geçişleri için HGS’nizi ücretsiz mi alıyorsunuz yoksa? Fahiş oranda ve sürekli tarife uygulanmıyor da ben mi bilmiyorum?

Bu mantıkla gidersek, öğrencilerden niçin harç alınıyor?

Vesaire, vesaire…

*

Hatırlayın, çok yakın geçmişte ESOGÜ’de yürek parçalayan bir hadise cereyan etmiş ve pırıl pırıl insanlar canlarını yitirmişti; ailelerinin hala perişan olduklarına eminim.

Fakat buna rağmen, vicdanları kurumuş olan birtakım kimseler, ‘hiçbir şey yaşanmamış’ gibi davranmaya kararlıydılar.

Ancak kamuoyundan gelen güçlü baskı ve akabinde MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin grup kürsüsünden ‘ayar vermesi’ neticesinde, olması gereken süreç işledi.

*

İşte, Eskişehir Valiliğinin zorunlu kıldığı, üniversitenin ise bu zorunluluğu yerine getirmesinin temel çıkış noktası, bir daha bu ve benzeri acı olayların yaşanmaması için...

*

Bunu çok iyi bilen ancak amacı bağcıyı dövmek olan bazı aklı evveller ne yaptı?

Başladılar bağırıp çağırmaya!

“Üniversite elden gidiyor” dediler.

“Parayla üniversiteye girilecek” dediler.

“Demokrasi yara alıyor, özgürlükler kısıtlanıyor” teranesini uydurdular.

Suçlamayı daha da ileri boyuta götürmek suretiyle faşizmin uygulandığını dahi söyleme aymazlığı içerisine düştüler.

Yahu, alınan güvenlik tedbirinin asıl kastının üniversiteyi bölüp içerisinden sağlık üniversitesi çıkarılması olduğunu savunanlar bile baş gösterdi! (Beri yandan, üniversite içerisinden üniversite çıkarma düşüncesi varsa dahi, bölünmeye karşı olduğunu iddia edip de bu dedikoduları yayanlar, üniversitenin bölünmesini isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluyorlar. Dahası, Tıp Fakültesi hastanelerini yavaş yavaş batırmak suretiyle ortadan kaldırmaya çalışan zihniyet, sağlık üzerine bir üniversitenin kurulmasını ister mi?)

 *

Devam edelim…

Bizim şöyle bir hastalığımız var.

Birileri bir kuyuya taş atar, cümbür cemaat o kuyuya atlarız!

O kuyuda ne var, bizi ne bekliyor diye sormayız.

Araştırmaz, suyun durulmasını beklemeyiz.

İşte, Valiliğin almış olduğu güvenlik kararını zorunlu olarak ve mantık çerçevesinde uygulamaya alan ESOGÜ’ye karşı yapılmaya çalışılan bu itibarsızlaşma operasyonuna da, sormadan, soruşturmadan, yetkililerden bilgi almadan istemeyerek de olsa destek verenleri gördük.

Ve dahi…

Şehrimizin en önemli değerleri arasında yer alan ve son yıllarda araştırma, makale, proje anlamında ciddi bir ivme kazanan üniversitemizi ‘şahsi çıkarları için’ değersizleştirmek isteyenlere maalesef prim verenler oldu.  

*

Yazımın sonuna yaklaşırken, bir bilgi vermek isterim.

Söz konusu güvenlik tedbirlerinin içerisinde, üniversiteyi duvarla çevrelemek dahi var.

Siz böyle bir uygulama gördünüz mü?

Elbette göremezsiniz, çünkü uygulanan güvenlik tedbiri, az önce ifade ettiğim gibi mantık çerçevesinde tasarımlandı.

Zira hatırlayın, mevcut Rektör Prof. Dr. Kemal Şenocak atandıktan sonra ne demişti?

“Eskişehir ile üniversiteyi birleştireceğim, bütünleştireceğim; kent yaşamıyla, kent insanıyla üniversite hocaları ve öğrencileri aynı havayı soluyacak” demişti.

Bunları söyleyen ve sorumluluğu altındaki akademisyenlerin makale yazmaları için teşvikte bulunan, diğer üniversite akademisyenleriyle ESOGÜ akademisyenlerinin buluşup proje üretmesine ön ayak olan, Uçak Mühendisliği gibi Eskişehir’i bir adım ileriye götürecek bölümlerin açılması noktasında gayret gösteren, Sayıştay raporunda bahsedilen atıl bir binayı hızla teknoloji ve inovasyon merkezine dönüştürüp uluslararası araştırmalar yapmasını ve projeler üretmesini sağlayan bir bilim insanından, dedikodularla yayılmaya çalışılan kabul edilemez uygulamalara imza atmasını nasıl bekleriz?

Bekleyemeyiz, öyle değil mi?

*

Belki şu noktada bir eleştiri getirilebilir, o eleştirilere hak vermek mümkün.

HGS kartları ücretsiz verilebilirdi!

Ancak yönetim, tek seferliğine kart ücretlerini temin etmek amacıyla böyle bir karar almış.

Dolayısıyla üniversitenin eğitime harcayacağı para, kart ücretleri için kullanılmamış olacak.

Hele ki üniversitelerin bütçelerinin derdest edildiği bir dönemde, senatonun aldığı bu karar, olsa olsa tasarruf olarak adlandırılabilir.

*

Son söz…

Yükünü almış, olanca hızıyla hareket eden bir trenin önüne çam devirmenin ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz.

Şehrimizin değeri olan ve ülkemize de önemli katkıda bulunan bir üniversiteyi, ‘kişisel çıkarlar’ nedeniyle itibarsızlaştırmaya çalışanlara karşı birlikte mücadele edip asla prim vermemeliyiz.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@