banner194

En iyi siyaset en iyi hizmettir

Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Sağlı Sollu Haber Genel Yayın Yönetmeni Arif Anbar ile görüştü, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şimdi, Gazeteci Anbar soracak, Başkan Ataç yanıtlayacak... A. ANBAR: CHP’li belediyeler,...

14 Ekim 2021, 16:50
En iyi siyaset en iyi hizmettir

Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Sağlı Sollu Haber Genel Yayın Yönetmeni Arif Anbar ile görüştü, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Şimdi, Gazeteci Anbar soracak, Başkan Ataç yanıtlayacak...

A. ANBAR: CHP’li belediyeler, kırsal kalkınma hamlesi başlatmıştı. Tepebaşı Belediyesi de yapmış olduğu kırsal kalkınma çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

A. ATAÇ: Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Bilindiği gibi Türkiye’de 2014 yılında yapılan yerel seçimlerden sonra Büyükşehir Yasası yürürlüğe girmişti. Yasa ile birlikte köylerimiz mahalle oldu. Birçok belediyemiz kapandı. Bu durum uzun süre boyunca tarıma ve hayvancılığa ciddi zararlar verdi. Nihayet 16 Ekim 2020 tarihinde yapılan değişiklikle “köy veya belde belediyesi iken mahalleye dönüşen ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunup sosyo-ekonomik durumu, şehir merkezine uzaklığı, belediye hizmetlerine erişebilirliği, mevcut yapılaşma durumu ve benzeri hususlar dikkate alınarak ilgili ilçe belediye meclisinin kararı ve teklifi üzerine büyükşehir belediye meclisinin en geç doksan gün içinde alacağı karar ile kırsal yerleşim özelliği taşıdığı tespit edilen mahalleler, kırsal mahalle kabul edilir. Bu belirlemenin mahalle düzeyinde yapılması esastır” şeklinde bir düzenlemeye gidildi.

59 MAHALLE, KIRSAL MAHALLE KAPSAMINA ALINDI

Biz de bu düzenleme kapsamında hemen çalışmalara başladık. Bu kapsamda özellikle tarım ve hayvancılığın desteklenmesi ve gelişiminin sağlanması amacıyla Tepebaşı’nın 59 mahallesini, kırsal mahalle ve kırsal yerleşik alan olarak belirledik. Bize göre köy olan mahallelerimizde hayvancılık da yapılmalı, tarım da yapılmalı. Çünkü bir köy hayvancılık ve tarım yaparsa ancak öyle kalkınabilir. Belediyenin oraya gidip de bazı hizmetler yapması ile köy kalkınmaz. Hayvancılığın ve tarımın ne kadar kıymetli olduğunu herkes bilmeli. Onlara destek olalım ki üreticilerimiz de topraklarına sahip çıksınlar. Böylece tarım ve hayvancılık gelişerek devam etmeli. Et ithal etmeye gerek yok, bundan 20 sene önce Türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden birsiydi. Maalesef bugün ot da hayvan da mercimek de buğday da ithal ediliyor. Üreticimizi öteleyen tarım politikaları ile bugün çok kötü bir noktadayız. Biz de bu sebeple kırsal mahalle sakini kadın üreticilerimizden çobanlarımıza, hayvan yetiştiricilerimizden tarım üreticilerimize kadar kırsala dair birçok proje geliştirdik. Soğuk hava depomuz, kadın üretici ürün satış noktalarımız, yaş sebze meyve halimiz, kırsal kalkınma kurulumuz bu projelerden sadece bazıları.

Uluönder Mahallesindeki kadın üretici ürün satış noktalarından biri...

A. ANBAR: Yeni nesil kentleşme ile ilgili dikkat çeken çalışmalarınız var. Özellikle akıllı kent gelişimiyle ilgili projeler uluslararası platformlarda ilgi görüyor. Örneğin 52 ülke ve 500'den fazla katılımcı ile Etiyopya'da gerçekleştirilen 14. İnsan Yerleşimleri Küresel Forumu'nda Türkiye'yi temsil ettiniz ve "Akıllı Kent Gelişimi" kategorisinde "Küresel Model" ödülü alan Türkiye'nin ilk belediye başkanı oldunuz. Bunu nasıl başardınız?

A. ATAÇ: Anlatayım… Tepebaşı Belediyesi’nin ismini hayata geçirdiğimiz örnek, insan hayatına dokunan, dünyayı yakalayan projeler ile sadece Türkiye’de değil, dünyada duyurmaya devam ediyoruz. Öncelikli amacımız; örnek projeler geliştirerek bölgemizde oluşan güven ve başarı ortamını sürdürmek olacak. Gerçekte iletişim ve etkileşim kanallarının demokratik bir yapı içinde kullanılmasının yerel yönetimleri ne derece başarılı kılabileceğinin bir örneğidir Tepebaşı'nın başarısı.

‘VATANDAŞIMIZI YÖNETİM SÜRECİNE DAHİL EDİYORUZ’

Toplumsal ve çevresel adaleti sağlayan ve geliştiren katılımcı bir yönetim yapısı, her zaman olduğu gibi bundan sonra da en temel hedefimiz olacak. Yerel düzeydeki çalışma ve uygulamalarımızda, küresel bir ilişki ağı içinde, ortak amaçlar doğrultusunda çözüm arayan tüm yerel yönetimlere de model oluşturabilecek bir ortaklık vizyonumuz olduğunu belirtmeliyim. Yenilikçi bir anlayışla attığımız her adımda, sürdürülebilir kaynak kullanımı ve teknolojik gelişmelerin yolumuzu daha kolay aydınlatacak fırsatlar yarattığını düşünüyorum. Paylaşımcı ve katılımcı anlayışımızla, şehrin önde gelen sivil toplum kuruluşları ve temsilcileriyle oluşturduğumuz bilişim, çevre ve kırsal kalkınma alanındaki kurullar ile uygulamalarımızda da iş birliktelikleri yapıyoruz. Böylelikle her adımızda vatandaşlarımızı sorunu tespit etme, çözüm üretme sürecine dahil etmiş oluyoruz. Bu sayede insan odaklı ve eşitlikçi sürdürülebilir kalkınma anlayışını ile kapsayıcı politikalar üretiyoruz.

Bu anlayış ile edindiğimiz uluslararası deneyimlerimiz, yurtdışı işbirlikleri ile oluşturduğumuz ülkemizde ilk niteliği taşıyan projeler, sosyal bileşenler ile birlikte bizlere de ödül gururu yaşatıyor.

Bu noktada sorunuzun cevabını detaylandırmak isterim… 2019 yılında 52 ülke ve 500’den fazla katılımcı ile Birleşmiş Milletler örgütünün destekleriyle Etiyopya’nın ve Afrika Birliği’nin başkenti Addis Ababa’da gerçekleştirilen 14. İnsan Yerleşimleri Küresel Forumu’nda Türkiye’yi temsil ettik.

‘TÜM ESKİŞEHİRLİLER İÇİN ONUR VERİCİ’

İlk kez “Dijital Çağda Kentlerin ve İnsan Yerleşimlerinin Sürdürülebilir Gelişimi” teması ile düzenlenen forumda, Sürdürülebilir Kentler ve İnsan Yerleşimleri konusunda, başta REMOURBAN Akıllı Kent Projemizi ve diğer uygulamalarımızı anlatma fırsatı bulduk. Katıldığım oturumda Tepebaşı Belediyesi’nin temiz enerji, akıllı kent ve kent gelişimi alanlarında hayata geçirdiği çalışmalarımızı ve projelerimizi anlattım. ‘Akıllı Kent Gelişimi’ alanındaki ilk kez verilen “Küresel Model” ödülüne layık görüldük. Tepebaşı artık isminin her zaman ilkler ile anılmasına alıştı. "Küresel Model" ödülü alan Türkiye'nin ilk belediye başkanı olmak, şahsımdan öte tüm Eskişehir halkı için onur verici.

Bu başarı bir tesadüf değil veya sadece tek bir uygulamaya verilmiş bir ödül değil. Bizim Tepebaşı’nda oluşturduğumuz yaşam modeline verilen bir ödül. Bu ödülü almamızın en önemli 2 ana sebebi var; birisi bizim bugüne kadar uluslararası alanda sahip olduğumuz referanslarımız. Diğer ana sebep de insan odaklı politikalarımız oldu. Sağlık, eğitim, kültür, sanat, spor, üretim, kırsal kalkınma alanlarında yaptığımız tüm gelişme ve yaygınlaştırma politikaları bizi vatandaşlarımızın ihtiyacını karşılayan onlara vizyon açan katma değer yaratan olumlu sonuçlar ortaya koydu.

Eskişehir sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan geçmişine bağlı olması gibi yönlerinin yanı sıra tarih boyunca pek çok yenikliğe de öncülük etmiştir. Bu kültürel mirastan aldığımız güç ve vizyon ile bugün kendi sınırlarını aşan ve küresel konularda örnek bir kent olabilmek adına dünya ile yarışıyoruz. Yaşam kalitesinin yüksek olduğu, toplumsal ve çevresel adaleti sağladığımız geleceğimizin; yaşanabilir ve akıllı şehirlerin dizayn edilmesi alanında Tepebaşı’ndaki uygulamalarımız örnek olmaya devam ediyor.

A. ANBAR: Biraz da yaşamımızı derinden etkileyen pandemi sürecine değinmek istiyorum. Yaklaşık bir buçuk yıldır pandemiyle mücadele ediyoruz. Bu noktada işini kaybedenler, iflas edenler oldu. Toplumda her kesimi etkileyen bu süreçte Tepebaşı Belediyesi hem yatırım hem yardım anlamında ne gibi çalışmalar yaptı?

A. ATAÇ: Evet, gerçekten hepimiz için zor bir süreç ve bu süreç maalesef devam ediyor. Ama her zorlukta olduğu gibi bu süreci de birbirimize destek olarak atlatacağız Arif Bey, buna inanıyorum. Biz de elimizden gelen desteği verdik bu süreçte. Örneğin belediyemiz pandemi döneminden önemli ölçüde etkilenen müzisyenlere ve esnafa destek elini uzattı. Pandemi sürecinde ekonomik açıdan zor zamanlar yaşayan müzisyenler için anlamlı online konserler gerçekleştirdik. Pandemi döneminde yaşadıkları ekonomik zorluklar nedeniyle kepenklerini kapatmak zorunda kalan esnafımıza destek olmak amacıyla alışveriş çeki verdik. Bunun dışında gıda kolilerimiz ve aşevimiz de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza her zamanki gibi aralıksız şekilde ulaştı.

‘PANDEMİDE YATIRIMLAR DEVAM ETTİ’

Yatırımlarımız da pandemiye rağmen devam etti. Bir kere Batıkent Belde Evimiz yenilendi. Canan-Şükran Şeker Erken Çocukluk Eğitim Merkezi, Metin Özöğüt Yaşam Merkezi, Çukurhisar Düğün ve Davet Salonu yapıldı. Yaşam Köyü’müz içine yeni kreş ve çocuk senfoni orkestramızın ikinci merkezi ve Fevzi Çakmak Erken Çocukluk Merkezi pandemi döneminde gerçekleştirdiğimiz yeni yatırımlarımızdan.

A. ANBAR: Bağlantılı bir soru soracağım Sayın Başkan… Ülkemizde pandeminin yanında, son dönemde bir yandan sel diğer yandan yangın felaketleri yaşandı. Bunun küresel iklim değişikliklerinin bir sonucu olduğu ifade ediliyor. Bu noktada şu anda Yeşil Mutakabat ve Paris İklim Anlaşması gündemde. Peki, Tepebaşı Belediyesi, iklim sorunlarıyla mücadeleye nasıl katkı veriyor?

A. ATAÇ: Evet, bu hayati bir konu… Açıkçası dünya bize çok net mesajlar veriyor. Ülkemizde de aynı gün aşırı yağışlardan dolayı sel felaketleri yaşarken, diğer yanda 50 derecenin üzerinde sıcaklıklar ölçülebiliyor. Bir tarafta orman yangınları ile mücadele edilirken diğer taraftan da sel felaketleriyle mücadele ediyoruz.

‘SÜLEYMAN SOYLU TEŞEKKÜR ETTİ’

Öncelikle şunu söylemek isterim: Biz, Tepebaşı Belediyesi olarak yaşanan sel felaketi sonrasında Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki yaraları sarmak üzere ekiplerimizi gönderdik. Orada arkadaşlarımız, canla başla ihtiyaçlar doğrultusunda görev alarak çalışmalara katkı sundu. Gerçekleştirilen çalışmalardan ötürü özel teşekkürler de aldık. Bozkurt’ta incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, özveri ile görev yapan Tepebaşı Belediyesi ekiplerini tebrik etmiş, ardından da İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Denetim Hizmetleri Daire Başkanı Bilal Karataş, bana telefonla ulaşarak Bakan Soylu’nun teşekkürlerini iletti. Ayrıca Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu da bana ulaşarak bölgede gerçekleştirdiğimiz çalışmalardan dolayı teşekkür etti.

Tepebaşı Belediyesi, yaşanan sel felaketi sonrasında Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine yardıma gitmişti...

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULDU

Ben, yaşanan felaketlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza da bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Felaketlerde hasarları ve kayıpları en aza indirmenin en önemli yolu önlem almaktır. Bu konuda insanoğlunun yapması gereken çok açık. Doğaya karşı mücadele etmekten vazgeçmeliyiz. Kentimizde yaşanan olumsuzluklar da giderek derinleşen küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin bir neticesi. Tüm bunlara karşı alınabilecek tedbirler de ortada. Çevreci politikalar geliştirmeli, doğayı korumalı, gelecek nesilleri daha bilinçli biçimde yetiştirmeliyiz. Normalin çok üstünde sıcaklık artışları, su kaynaklarının hızlı şekilde tükenmesi, kuraklık gibi çok önemli sorunların önüne hep birlikte geçebiliriz. Biz bu konuyu gerçekten önemsiyoruz, hatta İklim Değişikliği Müdürlüğümüzü kurduk ve bu alandaki adımlarımızı daha da güçlü atmak niyetindeyiz. Tüm bunlar hakkında duyarlılık oluşturmalıyız. Geçtiğimiz günlerde ev sahipliği yaptığımız Genç Fikirler Sürdürülebilir Şehirler Zirvesi’nde, 75 gencimiz ile bir araya geldik. Gençlerimiz bu konuda düşüncelerini paylaşırken, belediyemizin de çalışmalarını tanıma şansı buldu. Ben bu konunun çok değerli olduğunu ve çözümü için de gençlerin önemli roller üstlenmesi gerektiğine inanıyorum.

A. ANBAR: Önemli bir konu daha… Son dönemde Eskişehir’de trafik sorunundan bahsediliyor. Hem çevreyolu ulaşımında yaşanan sıkıntıya hem şehir içerisindeki yoğun trafiğe çözüm aranıyor. Bu iki konuya ilişkin değerlendirme yapabilir misiniz?

‘ŞEHİR İÇİ TRAFİĞİN ÇÖZÜMÜ YENİ ÇEVREYOLU’

A. ATAÇ: Elbette… Bir kere şu net: Eskişehir, çevreyolu olmayan tek büyükşehir. Aslında trafiğe dair tüm sorunların temelinde de bu yatıyor. Merkezi hükümetin bu konuda Eskişehir’i cezalandırırcasına bir tutum içinde olması ve bu tutumdan inatla vazgeçmemesini, Eskişehirliler çok iyi analiz ediyor. Herkes biliyor ki asıl yapılması gereken kuzey-güney çevreyoluydu. Şehrin trafik yükünü azaltmak adına atılması gereken en önemli adım, gerçek bir çevreyolu yapmak olacaktır.

Eskişehir çevreyolunda yaşanan trafik keşmekeşinden bir örnek...

A. ANBAR: Birazda siyaset konuşalım istiyorum… CHP’li belediye başkanları arasında sorun yaşandığı öne sürülüyor. CHP İl Örgütü ile de yine bazı belediye başkanlarının arasının açık olduğu iddiası var. Bu konudaki görüşünüzü öğrenebilir miyim?

A. ATAÇ: En iyi siyaset, en iyi hizmettir.

A. ANBAR: Kısa bir cevap oldu.

A. ATAÇ: Bazen tek cümle, her şeyi anlatır…

A. ANBAR: Devam edelim öyleyse… Peki, milletvekilleriyle aranız nasıl?

KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL VE EMİNE NUR GÜNAY

Konu Eskişehir’in çıkarı olduğunda tüm siyasilerin diyalog halinde olması gerektiğine inanıyorum. Elbette rakip siyasi hareketlerin temsilcileri olsak da hepimiz bu toprakların insanlarıyız. Örneğin kömürlü termik santrale karşı yürüttüğümüz mücadele sürecinde, Emine Nur Günay Hanım ile bazı irtibatlarımız, ziyaretlerimiz oldu. Yapıcı siyasetin yanındayız. Çözüm aramak için iletişimin kimseye bir zararı olmaz diye düşünüyorum.

A. ANBAR: Mensubu olduğunuz parti olan CHP’nin içinden çıkan Memleket Partisi’yle iletişim kuruyor musunuz?

A. ATAÇ: Benim anlayışım şu: Ben, kentimizdeki hemen her siyasi görüşten kişi ile iletişim kurarım. Art niyetli bir tavır olmadığı sürece kimseye karşı da önyargılı değilimdir. Zaten yakın zamanda görevi bırakan Eskişehir İl Başkanı Ahmet Çetin, Tepebaşı İlçe Başkanı Yunus Can Uyanık ve Odunpazarı İlçe Başkanı Baki Dündar’ın bize ziyareti oldu. Bizim kapımız 1999’dan bu yana herkese açık, hiç kapanmadı.

A. ANBAR: Peki, Gaye Usluer’in CHP’den ayrılıp Memleket Partisi’ne katılmasını nasıl değerlendirirsiniz?

A. ATAÇ: Yadırgamadım. Siyasi Parti değişimi kendi kişisel tercihidir. Ancak seçmenler verdikleri oyun karşılığını takip eder ve kolay unutmazlar, onu da söyleyeyim.

A. ANBAR: Gelelim AK Partili meclis üyeleriyle uyumunuza… AK Parti’yle Tepebaşı Belediye meclisinde uzlaşma oranınız nedir?

A. ATAÇ: Bir kere şu net: Biz, Türkiye’deki en uyumlu ve uzlaşı içinde çalışan meclisiz. Farklı siyasi görüşten arkadaşlarımız ile de son derece sağlıklı bir diyaloğumuz var. Zaman zaman münferit olaylar yaşandı ama bunları da sağduyu ile aşmayı başardık. Oybirliği ile aldığımız karar oranı yüzde 95’lerde. Bu rakam ile Türkiye’de üst sıralarda yer alıyoruz.

Ahmet Ataç, röportajımız sırasında, makam odasında yer alan ve pişmiş topraktan yapılan sanat eserlerinin hikayelerini de anlattı...

A. ANBAR: Yeni bir konu… Eskişehir’de tartışma konusu olan URAYSİM projesinin iptali için Alpu Belediyesi mahkemeye gitmişti. Mahkeme, iptal istemini reddetti. Yıllardır yapılamayan söz konusu proje için ne söylemek istersiniz?

‘URAYSİME’E KARŞI DEĞİLİM ANCAK…’

A. ATAÇ: Eskişehir geçmişi itibari ile demiryolcu bir şehirdir. Biz de böylesi bir projeye karşı değiliz. Ancak test merkezinin rayları Anadolu’nun buğday ambarı, üst düzeyde verimli tarım arazileri üzerine yani Alpu Ovası üzerine kurulursa, binlerce dönümlük alana raylar döşenecek ve tarıma ağır bir darbe vurulacak. Üreticilerimize de kulak verilirse projeye değil, yerine karşı oldukları anlaşılacaktır. Verimli tarım arazilerimizi korumamız gerektiğini düşünüyorum.

A. ANBAR: Yavaş yavaş sohbetimizin sonuna geliyoruz. Bununla beraber şunu sormak isterim: Pandemiyle mücadelede Eskişehir başarılı mı?

A. ATAÇ: Eskişehir halkının duyarlı ve sağduyulu bir yapıya sahip olması elbette bu mücadelede çok önemli avantajlar sağlıyor. Aşılama oranlarındaki yerimizden bunu anlayabiliyoruz. Ancak merkezi hükümetin bu konuda geç kaldığı, görmezden geldiği birçok nokta oldu. Vatandaşlarımız sürecin başında virüse karşı mücadelede yalnız bırakıldı. Aşılama sürecinde tutarsızlıklar, gecikmeler yaşandı. Önemli tedbir kararlarının alınmasında gecikildi. Dilerim bundan sonraki süreç iyi yönetilir ve bu dönemi en az hasar ile atlatırız.

A. ANBAR: Aslında az önce yanıtladığınız soruyla bağlantılı bir soru yönlendireceğim siz. Şehir Hastaneleri, bazı çevrelerce, pandemi sürecinde şans olarak nitelendiriliyor. Peki, aynı şehir hastanelerinin Danimarkalı bir firmaya satışını nasıl değerlendirirsiniz?

‘ŞEHİR HASTANESİ VATANDAŞI YORUYOR’

A. ATAÇ: Bir kere Eskişehir ile birlikte ülkemizin birçok yerinde açılan Şehir Hastanelerinde önemli sorunlar var. Bir hekim olarak şehrin dışında, vatandaşı ulaşım anlamında hem maddi hem manevi olarak yoran bir hastanemiz olduğunu düşünüyorum. Oysa ki yaygın şekilde herkesin hızla ulaşabileceği ve maddi açıdan vatandaşlarımızı zora sokmayacak bir sağlık modeli geliştirilmeliydi. Sağlık, en önemli hizmet alanlarının başında geliyor. Bu alanın içine parasal konuları sokmak, yanlış adımlar atmak, büyük zararları da beraberinde getirecektir.

Örneğin İngiltere’de 1000 ve üzerindeki yatak kapasiteli hastaneler yapmaktan, yönetim zorluğundan ve maliyetli olmasından dolayı artık vazgeçildi. Ulaşımın kola olduğu, şehrin farklı yerlerine 200-400 yataklı ihtisas hastanelerinin yapılması öneriliyor.

A. ANBAR: Sayın başkan, son soruyu yönlendiriyorum ve cevabınızla beraber okurlarımızla vedalaşmış oluyoruz. Eskişehirspor’un son durumu ile ilgili ne söylemek istersiniz?

‘ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ SUNACAĞIZ’

A. ATAÇ: Öncelikle okurlara teşekkür ediyorum… Sorunuza gelirsek, Eskişehirspor sadece şehrimizin değil, ülkenin en önemli markalarından bir tanesi. Ne yazık ki oldukça zor bir süreçten geçiliyor. Biz de elimizden gelen desteği sunduk, sunmaya da devam edeceğiz. Göreve gelen yönetimler ile iletişim halindeyiz. Bu kara günlerin bir an önce geride kalması, en büyük arzumdur.

Başkan Ahmet Ataç, Eskişehirspor Başkanı Mehmet Şimşek'i ziyaret etmiş, takımı desteklemeye devam edeceğini kaydetmişti...

-SON-

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@