Batıkent’in yarası çevre yolu!

MUHABİR - DİLARA ADAK

Bugüne kadar Batıkent için hangi çalışmalara imza attınız?

‘MUHTAR MAHALLESİNE HAKİM OLMALI’

DERYA CAN: 30 yıldır Batıkent'teyim. Muhtar olmadan önce de Batıkent Sağlık Ocağı'nın ve Mahir Büyükerman İlköğretim Okulu'nun kurucu üyesiyim. 2 yıl azalık yaptım, sosyal projelerde bulundum, derneklerde görev aldım. 2019 seçimlerinde de Batıkent'ten muhtar adayı oldum. Muhtarlık nedir önce onu konuşalım aslında. Muhtarın projesi olmaz. Muhtar, mahalledeki komşularının taleplerini, eksiklerini belirli mercilere ileten kişidir. Dolayısıyla biz muhtar adayı olurken bir proje çalışması yapmayız. Sadece muhtarın mahalleye hâkim olması gerekiyor, mahallesini çok iyi tanıması gerekiyor, eksiklerini bilmesi gerekiyor. Bu iyi bir muhtarın değil, aslında yaşayan herkesin sorumlu olduğu bir şey. Bulunduğunuz ortama ne kadar katkı sağlayabiliyorsunuz? Ben daha önceden de manevi olarak duyarlıydım. Çocuklarımı bu mahallede büyüttüm. Dolayısıyla yaşadığım yerde sorumluluğum olduğunu düşünerek mahalleme ne katabilirim amacıyla elimden geleni yapmaya çalıştım.

Peki, o halde sorumu şöyle güncellemek istiyorum. Mahallenizin talepleri nelerdi? Hangileri gerçekleştirildi? Hangileri için girişimde bulundunuz?

‘MAHALLEMİZE GİRİŞLERDE SORUN VAR’

DERYA CAN: Batıkent'in pazarı yoktu. Mahallenin en çok talebi bu yöndeydi. Batıkent'e bir pazar kurduk, aşağı yukarı 2 yıl olacak. Pazarcılar Odası’yla ve Tepebaşı Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Ataç'la birlikte oturup bir program yaptık. Tabii ki, istediğimiz Batıkent için kapalı, derli toplu bir pazardı ama şartların el verdiğince küçük bir sokak pazarı oldu. Ha, bu mahallemizin talebini karşıladı mı? Evet, şu anda karşıladı. Evde istihdam yapan, ailesine katkıda bulunan, evinin ekonomisine katkıda bulunan kadınlarımızın yaptıklarının satılabilecekleri bir ortam istedik, bunu da yaptık. Batıkent Belde Evimiz var, belde evimizin bahçesine cumartesi günleri üretici kadınların ürettiklerini sattığı bir pazarımız var. Bunun dışında mahallemiz maalesef ki çevre yolu üzerinde olduğu için trafikte sorunlar yaşıyoruz. Bunlar için müracaatlarımızı yaptık, Özel Ümit Hastanesi’nden bir girişimiz vardı bizim mahalleye. Bu girişimiz kapatıldı. Ulusal Egemenlik Bulvarı’na çıkan bir köprüden şu anda giriş yapıyoruz fakat gerçekten trafik anlamında sıkıntılar yaşıyoruz. Karayollarına ilgili taleplerde bulunduk, tabii ki bunlar biraz süreç alıyor.

BÜYÜKŞEHİR’DEN SUMATİK TALEBİ

Mahallemizde sadece bir tane sumatik var, bu artık mahallemize yeterli gelmiyor. 2019'dan bu yana abartısız belki 10 tane dilekçem var. 6 kez de bizzat gitmişim fakat ikinci bir sumatiği maalesef ki getiremedik. Gelen cevaplar bütçenin yetersizliği oldu. En son gittiğimde de sumatiklerin farklı sisteme dönüşeceğini söylediler. Halihazırda bunu bekliyoruz. Ümit Hastanesi civarında sumatik için aşırı derecede talep var. Bunun dışında bir tane Halk Ekmek Büfe’miz vardı. İnsanlar ekmeğini bile alırken düşünür oldu. Bu yüzden bir ekmek büfesi daha koydurduk mahallemize. Batıkent zengin bir mahalle park açısından. Tepebaşı Belediyesi bu anlamda çok hassas, güzel de parklarımız var. 30 yıl öncekiyle şu ana kıyaslarsanız Batıkent çok hızlı bir gelişim gösterdi. Diğer kenar mahalleler gibi böyle büyük sorunlarımız yok. Yeni mahalle olduğumuz için daha düzenli gidiyor. Alışveriş merkezlerimiz, marketlerimiz, anaokullarımız, okullarımız burada yeterli derecede mevcut. Batıkent'te yabancı uyruklu kişiler olmadığından kaynaklı, okullarımızda talep yoğunluğu yaşıyoruz, diğer mahallelerden Batıkent'e adres aldırmak istiyorlar. Bu anlamda da mahallemize maalesef ilk ve ortaokul anlamında bu yıl sıkıntı yaşadık, yani yeterli gelmiyor.

Batıkent’e önemli bir sorun var. Yola cepheli geniş bir arazinin üzerine metruk denebilecek yarım kalan apartmanlar mevcut ve orada büyük bir tehlike oluştururken aynı zamanda görüntü kirliliğine de sebep oluyor. Şu anda oradaki son durum nedir? Sorunun çözülme ihtimali var mıdır?

‘KAMU PROJE YAPAMIYOR’

DERYA CAN: O konuyu şöyle anlatayım… Şu anda yarım aşamada bitmeyen bir kooperatifimiz var, Mavi Cennet Yapı Kooperatifi. Batıkent'in en güzel mevkiinde fakat atıl durumda kaldığı için artık emniyet açısından tehdit yaratmakta. Dolayısıyla biz bunu işte basınla, medya ile bir şekilde çözmeye çalıştık. Belediye ve kaymakamlık, valilik buna bir şey yapamıyor. Neden yapamıyor? Çünkü burada mağdur olan kooperatif üyeleri var, dolayısıyla bu anlamda kamunun yapabilecek bir projesi olamıyor.

Kooperatif neden yarım kaldı peki?

MAHKEMELİK OLMUŞLAR

DERYA CAN: Bir anlaşmazlık olmuş kooperatif başkanıyla. Kooperatif başkanı kaçmış, yer sahibi ile biraz ters düşmüş zannederim. Şu an olay mahkeme aşamasında, bunun takibini yapıyorum. Burası emniyet açısından bize büyük tehlikeler yarattığı için bu konunun üstünde duruyorum. İnşallah en kısa zamanda bunu da ya yeniden bir kooperatif kurarlar, işte üyeler de mağdur olmadan, çünkü insanlar gerçekten bütçelerini, birikimlerini oraya yatırmışlar. Üyeler de yer sahipleri de mağdur olmadan orayı inşallah çözeceğiz. Çünkü büyük bir alan, orayı da sonlandırırsak Batıkent istediğimiz düzeye gelir.

Tepebaşı Belediye Meclisinin Haziran ayı toplantısında alınan Batıkent Mahallesi'ndeki kat artırımı kararıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

‘99 DEPREMİ KAT SAYISINI DÜŞÜRDÜ’

DERYA CAN: 1999 depreminden önce Batıkent'te de yüksek binalar mevcuttu. Bunun örneklerinden birisi de Murat Kent. Murat Kent 99 depreminde biraz hasar gördü, yani 520 hanelik bir site. Bundan dolayı tabii incelemeler yapıldı, depreme uygun mu değil mi araştırmaları yapıldı, o siteler o şekilde kaldı. 1999 depremine kadar kat sayısı burada yüksekti, 99 depremiyle birlikte belediyenin imarda yaptığı düzenlemeyle birlikte Batıkent'te kat sayısı düştü. Coştu sokak dediğimiz yani Bülent Ecevit Bulvarı'nın bir tarafı 4 kat, diğer tarafı 2 katlı olarak düzenlendi. Dolayısıyla Batıkent'te 1999 depreminden sonra yapılan yüksek bina yok. Tabii katlar düşünce fiyatlar da arttı doğal olarak. Batıkent'te kira olarak da satış olarak da fiyatlar biraz yüksek.

Batıkent’e ulaşım tramvayla, otobüsler ve dolmuşlarla sağlanıyor. Mahallelinin ulaşım konusunda size bulunduğu talepler, şikayetler var mı?

‘BÜYÜKŞEHİR MANTIĞINA ULAŞAMADIK’

DERYA CAN: Batıkent artık büyük bir mahalle oldu. Biz daha henüz büyükşehir mantığına ulaşamadık. İnsanlar yürümeyi çok sevmiyorlar. Herkes toplu taşıma araçlarının evlerinin en yakınından geçmesini istiyor ama büyükşehirlerde, biliyorsunuz İstanbul'da İzmir'de Ankara'da bu iş böyle değil. Ama bizde durakların çok yakın olmasını istiyorlar, yani kişilerin bu anlamda talepleri çok yüksek. Ama bunun da bir kuralı ve kaidesi var, yani herkesin kapısının önünden toplu taşıma aracı geçmesi mümkün değil. Bazı alanlarımıza özellikle Liman Caddesi'nden geçen araçlarımız aktarmalı gidiyor. Ulu Önder'de aktarma yapıyor tabii. Vatandaşlarımızın bu anlamda talepleri var. Biz bunları Büyükşehir’e iletiyoruz. Diğer bir konu ise şimdi otobüslerimiz kullanılıyor. 54 numara, 23 numara... Belediyeden Tıp Fakültesine ve Diş Hastanesine bir hat istedik. Sağ olsunlar onlar da bizi kırmadılar. Yoğun bir talep vardı. Söğütönü’nden Batıkent'e geliyor, Batıkent'ten Çamlıca, Çamlıca'dan Sazova, tıp fakültesi, diş hastanesi diye bir güzergâh oluşturdular. Bu da mahallemizin talebini büyük ölçüde karşıladı. Bu yüzden toplu taşıma araçlarında da sıkıntı yok aslında.

Peki, tekrar seçilmeniz halinde Batıkent Mahallesi'nde ne gibi sorunlara çözüm aramak, ses olmak istiyorsunuz?

‘BATIKENT'İN EN BÜYÜK SIKINTISI ÇEVRE YOLU’

DERYA CAN: Batıkent'in en büyük sıkıntısı çevre yolu. Maalesef ki çevre yolu, bizim trafik anlamında da mahallemizin konumu anlamında da bizi zorluyor. Bu tabii ki belediyelerin yapacağı bir şey değil, bu Karayollarının çözmesi gereken bir sıkıntı. Üniversitenin oradaki battı-çıktı Ümit Hastanesi'nin orada da olmalıydı. Orada da bir battı-çıktı ile girilmeli ve Batıkent'in girişi orada o şekilde kapatılmamalıydı. Bununla ilgili dilekçelerimiz Karayollarına gönderildi. Umarım ki önümüzdeki dönemde bunu da çözeriz diye düşünüyorum.

OKUL BÖLGESİNE MOBESE TALEBİ

Okul bölgemizde bir MOBESE sıkıntımız var, bir MOBESE'nin olması gerekiyor çünkü dört yol, Ulusal Egemenlik Bulvarı’nın olduğu yer bizim okul bölgemiz. Orada iki tane lisemiz var, bir ortaokulumuz, bir ilkokulumuz. Şimdi bir de anaokulumuz yapıldı. Dolayısıyla trafiğin en yoğun olduğu saatler, okul giriş çıkış saatlerinde burada sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle motor kuryeler çok ışıklara dikkat etmiyorlar. Çoğunluğu aileyle geliyor çünkü gerçekten tehlikeli bir bölge. O anlamda bir MOBESE talebimiz var. İnşallah onu da çözeriz.

YUNUSKÖY İMARA AÇILSIN

Mesela Yunusköy tarafında imar yok. İmar olmadığından dolayı orada alt yapıda sıkıntılarımız var. Yani bir an önce Yunusköy'e imar verilip oranın alt yapısı çözülmesi gerekiyor. Biz başında dediğim gibi mahallemizdeki komşularımızın taleplerini isteklerini kurumlara iletiyoruz yapılması için. Biz de biraz daha böyle ısrarcı oluyoruz ki bir an önce hallolması amaçlı. Ben muhtarlığı bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyorum, yaşadığım mahalleye, yaşadığım sokağa, komşularıma bir sorumluluk diye düşünüyorum. Muhtarlık tek başına yapılan bir iş değil, mahalledeki komşularımızla birlikte mahallemize ne katabilirsek, hangi sorununu çözebilirsek bizim için bir ödüldür. Yaşadığımız bölgeyi güzelleştirmek bizim elimizde.

Ben şimdiye kadarki sohbetimizden şunu anladım… Belediyeye ilettiğiniz talepler çoğu zaman yerine getiriliyor… Öyle mi?

‘BELEDİYEYLE UYUMLU ÇALIŞIYORUZ’

DERYA CAN: Yani şu imkanlar doğrultusunda yapılacak olan iyi çalışmaları yapıyorlar. Tepebaşı Belediyemiz, dediğim gibi işte park konusunda ufak tefek aksaklıklar oluyor hemen çözülüyor. Hızla büyüyen bir mahalleyiz. Her gün bir inşaat oluyor, sokaklarımızda çukurlar oluşuyor. Vatandaş bunun hemen yapılmasını istiyor, ama tabii bunlar aşama halinde gidiyor. Belediyeyle biz uyumlu çalışıyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok, taleplerimizi onlar da karşılıyorlar. Yani böyle olunca mahalleye daha güzel hizmet vermiş oluyoruz.

Son olarak, buradan mahalle sakinlerine söylemek istediğiniz bir şey var mı?

‘BİZ HEP BİRLİKTEYSEK GÜÇLÜYÜZ’

DERYA CAN: Sohbetimizin başında dediğim gibi, 30 yıldır Batıkent'teyim. Batıkent'in gelişimine, Batıkent'in konumuna hakimim. Mahallemi çok iyi tanıyorum. Birçok mahallede yaşayan komşularımı da tanıyorum. Konumunu çok iyi biliyorum. Yalnız başına hiçbir şey yapılmaz ki. Biz bunun yakın örneklerini çok kez yaşadık. Biz pandemi atlattık, ekonomik kriz atlattık, deprem atlattık. İnanın ki, ben burada mahallemle birlikte atlattım bunu. Bana burada çok destek verdiler. Depremde komşularım burada toplandılar. Bu küçücük muhtarlık o kadar kocaman oldu ki, kenetlendik, yaralara merhem olduk. Biliyorsunuz ekonomik bir sıkıntı yaşandı pandemiyle birlikte. Çünkü insanlar uzun süre işyerlerini kapattılar. Benim mahallem çok iyi olmasına rağmen ihtiyaç listesi sayım üçe katlandı. Dolayısıyla, bu anlamda da hiç dışarıya gitmeme gerek kalmadı. Mahalledeki komşularımla birlikte, diğer komşularımın, ihtiyacı olan komşularımın yaralarını sardık, ihtiyaçlarını giderdik. Yeri geldi doğal gazlarını ödedik, yeri geldi elektriklerini ödedik, yeri geldi mutfaklarına, çocukların önüne koyabilecekleri erzakları koyduk. Ben bu anlamda mahalleme çok teşekkür ediyorum. Tek kişiyle hiçbir iş yapılamaz. Biz hep birlikteysek güçlüyüz. O anlamda ben çok şanslıyım. Batıkent Mahallesi'nin muhtarı olmaktan memnunum ve komşularımı çok seviyorum.

saglisolluhaber.com