Yılmaz Büyükerşen: O çöp dağları yok artık!

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Sağlı Sollu Haber Genel Yayın Yönetmeni Arif Anbar’la görüştü, önemli açıklamalarda bulundu.

GÜNDEM 22.09.2021, 13:00 23.09.2021, 13:11
Yılmaz Büyükerşen: O çöp dağları yok artık!

RÖPORTAJ - 1. BÖLÜM

Gazeteci Arif Anbar’ın sorularını yanıtlayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, röportajın ilk bölümünde, belediyenin kırsal kalkınma hamlesinden çöpten enerji üreten tesisin yapım aşamasında yaşananlara, pandemiyle mücadeleden aşevi hesaplarına konan blokeye kadar pek çok konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İşte, o röportaj…

A. ANBAR: Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu kırsal kalkınma hamlesi, yurt çapında ilgi görmesinin yanı sıra pek çok belediye tarafından örnek alınarak uygulanmaya başladı. Buraya kadar tamam… Fakat bu iş belediyelerin işi mi? Tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımları hükümetlerin yapması gerekmez mi?

Y. BÜYÜKERŞEN: Sorunuzun ikinci bölümüne yanıt vererek başlamak isterim. Elbette tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımları hükümetlerin yapması gerekir. Aslına bakarsanız tarım ve hayvancılık konusunda hükümetlerin yapması gerekenler, daha çok yasal düzenlemeler. Hükümetlerin görevi tarım politikalarına getirilecek temel ilkelerin belirlenmesidir. Bunun yanında sağlanacak teşvik ve sübvansiyonların düzenli, kalıcı ve günün şartlarına uygun hale getirilmesidir. Planlı ve bilimsel tarım yapılmasını teşvik etmek, hangi bölgede, ne tür toprakta hangi ürünlerden daha iyi verim alınır, bölgedeki su durumu, iklim koşulları nelerdir? Bunların belirlenip, ülkenin neye ihtiyacı varsa, ona göre üretim yapılmasını sağlamalıdır.

‘TARIM VE HAYVANCILIK SIFIRDAN PLANLANMALI’

Biz geçtiğimiz yıllarda Sırbistan'dan parça et ithal ettik. Sırbistan bunu yapabiliyorken, biz neden et ithal etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü meraları yok ettik. Bir türlü modern tesisleri yapamadık. Atadan, babadan kalan yöntemler kullanılıyor hala. Oysa, çiftçilerimizin, üreticilerimizin zaman zaman eğitimlere alınması, onlara yol gösterilmesi gerekiyor. Kısacası, her alanda olduğu gibi tarım ve hayvancılıkta da modern sistemlere geçmeliyiz. Hollanda'yı bir sanayi ülkesi gibi görürüz, Almanya'yı, Fransa'yı da öyle. Oysa bu ülkelerin çok sağlam tarım politikaları vardır. Sistemleri aksamadan işler. Çünkü o ülkeler çok iyi biliyorlar ki insanları bilgisayar ya da cep telefonu ile değil, toprakla doyurabilirsiniz. Biz ise, tarım alanlarını talan etmekte birbirimizle yarışıyoruz. Tarımı ve hayvancılığı bitirmeye çalışıyoruz. Atatürk'ün kurduğu Atatürk Orman Çiftliği'nin başına gelenleri görüyoruz. Avrupa'da böyle bir şey yapmaya kalksanız, dünyayı başınıza yıkarlar.

Gelelim Büyükşehir Belediyesi olarak bizim yaptıklarımıza...

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kırsal kalkınma çalışmaları kapsamında binlerce domates fidesini üreticiye ücretsiz dağıttı...

‘AMACIMIZ ŞEHRE GÖÇÜ TERSİNE ÇEVİRMEK’

Gezip, dolaştığım, ziyaret ettiğim köylerde görüyordum, köyler ya da şimdiki adıyla mahalle ama ben hala köy demeyi yeğliyorum, boşalmış, genç nüfus hemen hiç yok. Yalnızca yaşlılar var ve onlar da kendilerine yetecek kadar ekip biçiyorlar. Yakın bir gelecekte, kırsalda tarım yapacak kimse kalmayacak. Öyle olduğunu görünce, bu mesele üzerine uzun uzadıya düşünmeye başladım. Nihayetinde biz, bir büyükşehir belediyesiyiz, ülkenin tarım politikalarını elbette kökünden değiştiremez ya da çözüm bulamayız. Ama yine de bir şeyler yapılması gerekiyor diye düşündüm. Örnek olması, farkındalık yaratması açısından birçok belediyeyi de harekete geçirebilirdik. Amaç ise, toprağını terk edip şehre göçmüş, kendi toprağında üretim yapmaktansa, şehre gelip inşaatlarda amelelik yapanların geri dönmelerine vesile olmak, onları buna özendirecek destekler vermekti. Ben bu projeye ‘Can Suyu Projesi’ diyorum. Ücretsiz domates fidesi dağıttık, marul fidesi dağıttık, ipekböcekçiliğini yeniden canlandırmak için dut fidesi üretip dağıttık. Hayvan yetiştiriciliğini teşvik için damızlık mandalar, küçükbaş hayvanlar hibe ettik. Bunların hepsini biliyorsunuz, bir nevi kendi çapımızda bir tarım ve hayvancılık destek hareketi başlattık. Bugün bizimle birlikte birçok belediye bu konu üzerinde hassasiyetle duruyor. CHP'li 11 büyükşehir belediyesi olarak sık sık bir araya geliyor, neler yapılabileceği ile ilgili görüşüyoruz. Yalnızca üretim aşamasında değil, bu ürünlerin halka direk üretici tarafından satışının yapılabilmesi için yeni satış ağları oluşturulması için yollar arıyoruz. Birbirimize örnek oluyoruz.

A. ANBAR: Yine önemli bir projeyi gündeme getirmek istiyorum. Yakın geçmişte ‘Çöpten Elektrik Üretimi ve Katı Atık Geri Dönüşüm Tesisi’ni inşa ettiniz. Bu tesisin, kuruluşundan bugüne kadar Eskişehir’e verdiği katkı nedir?

Y. BÜYÜKERŞEN: Çöp denildiği zaman bizim halkımızın aklına, değersiz, atık, artık, bir an önce bertaraf edilmesi gereken şeyler gelir. Oysa çöpün çok önemli bir ekonomik değeri vardır. Gerekli teknolojiyi kurar, ona göre doğru bir organizasyon yaparsanız çöpten elde edebileceğiniz çok önemli katkılar vardır. 

‘ÇÖP DEYİP GEÇMEYİN’

Biliyorsunuz çok uzun yıllardan bu tarafa Eskişehir'in çöpleri Seyitgazi yolunda, vahşi çöplük dediğimiz bir alanda toplanırdı. Özellikle sıcak yaz aylarında bu çöp yığınlarında çıkan yangınları uzaktan seyrederdik. Göreve gelmemden itibaren, şehrin toplanan çöplerinin ayrıştırılıp elektrik enerjisine dönüştürülmeleri gerektiğini savundum. Kâğıt gibi, metal gibi, cam gibi atıklar farklı, yaş sebze, meyve ve benzeri atıklar ise farklı şekilde değerlendirilebilirdi. Kâğıt, metal, cam gibi atıklar geri dönüşümle ekonomiye kazandırılabilir, diğer atıklar ise yüksek sıcaklıktaki fırınlarda kurutulup, yakılarak enerjiye dönüştürülebilirdi. Büyükşehir Meclisindeki üyelerimizden çoğunu Avrupa'ya götürüp, oradaki örnekleri gezdirdik. Ancak çoğunluktaki iktidar partisi meclis üyeleri bir türlü ikna olmadılar. Hatta mecliste bu sorunun hükümet nezdinde halli için AKP’li meclis üyesi bir profesöre görev verilmişti. Maalesef o profesör de gömme kararı çıkarttı. Gözleriyle ileri ülkelerde gördükleri sistemleri Eskişehir'de de rahatlıkla kurabileceğimize ikna olmadılar nedense. O dönem hükümeti de çevre sorunlarına karşı ortaya çıkan toplumsal hassasiyet nedeniyle bu sorunu görmezden gelemedi ve çöplerin gömülmesi için projeler istedi belediyelerden. Üstelik bu iş için aldığı dış kredi ile ‘deponing’ denilen sistemi teşvik etti. Biz de gerekli düzenlemeleri yaptık ve Bakanlığın istediği şekilde bir süre toplanan çöpleri gömdük. Ancak anlaşıldı ki tüm dünya, çöpten ciddi ekonomik kazanımlar elde ediyor, sonunda benim en başından beri savunduğum noktaya gelindi. Çünkü aklın ve bilimin, örneklerin gereği buydu.

Çöpten Elektrik Üretimi ve Katı Atık Geri Dönüşüm Tesisi...

‘EN DOĞRU PROJEYİ YAPTIK’

Nihayet, 19 yıl sonra depolamayı bırakıp, yeniden çalışmalara başladık ve kısa denilebilecek bir zamanda, 7 Haziran 2018’de Çöpten Elektrik Üretimi ve Katı Atık Geri Dönüşüm Tesisini hizmete açabildik. Artık toplanan her zerre çöp değerlendiriliyor. Geri dönüşüme tabi tutuluyor, yakılarak elektrik enerjisi üretiliyor. O çöp dağları yok artık, uzaktan izlediğimiz yangınlar yok. Gömülen çöplerin uzun vadede metan gazı sıkışması nedeniyle patlama ihtimali yok. Aksine, belediyemize dolayısıyla şehre ve ülke ekonomisine her açıdan önemli katkılar sağlanıyor.

A. ANBAR: Gelelim dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınına… Yaklaşık bir buçuk yıldır salgınla mücadele süreci yaşıyoruz. Türkiye de, her ülkede olduğu gibi pek çok alanda süreç içerisinde olumsuz anlamda etkilendi. Bu noktada işini kaybedenler, iflas edenler oldu. Toplumda her kesimi etkileyen bu süreçte Büyükşehir Belediyesi hem yatırım hem yardım anlamında ne gibi çalışmalar yaptı? Bu soruyla bağlantılı olarak Aşevi'nin hesaplarına bloke konulmasına ilişkin ne söylemek istersiniz?

‘VİRÜS TÜRKİYE'YE GELMEDEN BİZ HAZIRDIK’

Y. BÜYÜKERŞEN: Biz Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak, pandeminin dünyada ortaya çıktığı ilk günden itibaren süreci dikkatlice izlemeye başladık. Gördük ki, öylesine hızlı bir şekilde yayılıyor ki, ülkemize gelmemesine imkân yok. Hızla belediye içinde bir koordinasyon ekibi kurduk. Yapacaklarımızı öncelik sıralarına göre listeledik. O günlerde henüz Türkiye'de vaka görülmemişti. İlk vakaların görülmesinden itibaren, başta hijyen ve ilaçlama konularında, halkın uyarılması, bilgilendirilmesi anlamında çalışmalara başladık. Toplu taşıma araçlarında hijyen koşullarını sağladık. Dışarı çıkma kısıtlamasının getirildiği dönemlerde, özellikle yardıma muhtaç yaşlı hemşerilerimizin ihtiyaçlarını kapılarına kadar ulaştırdık.

Aşevimizden 25 yıldır yemek yardımı yapıyorduk, mümkün olduğunca yardım kampanyaları vasıtasıyla imkânları arttırıp, yemek dağıtımını daha üst düzeye çıkarmaya başladık. İşte tam o sırada, belediyelerin yardım kampanyaları düzenlemeleri yasaklandı. Toplanan gelirlere bir şekilde el konuldu. Bizim de, hayır sahibi vatandaşlarımızca, bankadaki Aşevi hesabına yatırılan paraya el konuldu. Artık o tatsız günleri yeniden gündeme getirip yeniden polemik yaratmak istemiyorum. Toplum bu olanları vicdanıyla değerlendirdi zaten.

‘VALİLİKLE BİRLİKTE ÇALIŞTIK’

İşyeri kapanan esnafımıza destek verdik, gıda kolileri hazırlayıp dağıttık. Kapanan işyerlerinde çalışan ve işini kaybedenlere var gücümüzle destek verdik. Belediyenin mülkü olan işyerlerindeki kapanan esnafın kira ödemelerini ya geçici süreyle durdurduk ya kira bedelini düşürdük ya da zam yapmadık. Belediyeye olan borçlarda yetkimiz çerçevesinde yeniden yapılandırmaya gittik, daha uzun vadelere yaydık.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi salgın sürecinde esnafa gıda kolileri dağıttı...

Tüm bunların yanında Valilikle birlikte çalışıp, üzerimize düşen tüm görev ve sorumluluklarımızı yerine getirdik. Ama ne yazık ki, pandemi inişli çıkışlı olsa da halen bitmedi. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak az önce genel hatlarıyla saydığım şeyleri yapmaya devam ediyoruz.

Devamı yarın…

Peki, yarın hangi konular olacak?

- Su taşkınlarında fayda maliyet vurgusu

- “Trafiğin nihai bir çözümü yoktur”

- “Çevre yolu ihtiyacı yoktur demek akıl dışı”

- “Alpu, Sarıcakaya ve Seyitgazi yolları acilen yapılmalı”

- Raylı Sistemler OSB ile ilgili ne dedi?

- “Şehrin OSB’lerle çevrilmesine izin vermem”

- URAYSİM’e ilişkin ne söyledi?

- TÜLOMSAŞ ve tramvay

- "Türkiye büyük hayallerle uyutuluyor"

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@