Eskişehir'de buğday tarlasında şenlik var!

Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından demonstrasyon alanı, tarla günü şenliği ile Sivrihisar'da Eskişehir çiftçisi ile buluşturuldu.

TARIM 07.07.2023, 11:04
Eskişehir'de buğday tarlasında şenlik var!

Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından “Yerli ve Milli Buğday Tohumlarımızın Ulaşmadığı Çiftçi Kalmasın” sloganıyla kurulan, 12 çeşit Yerli ve Milli Buğday çeşidinin denendiği demonstrasyon alanı düzenlenen tarla günü şenliği ile Sivrihisar ilçesi Bahçecik mahallesinde Eskişehir çiftçisi ile buluşturuldu.

Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş, Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demir Kaya, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, özel tohum firmalarının temsilcileri, İl / İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli Şube ve İlçe Müdürleri, Mahalle Muhtarları, Teknik Personel ve üreticilerin katılımıyla gerçekleştirilen tarla gününde demonstrasyon alanında yetiştirilerek denenen yüksek verim ve kalitedeki 12 adet ekmeklik buğday çeşitti ilgili çiftçilere tanıtıldı.

Etkinlikte Emirdağlı Halk Ozanı Aşık Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat), Sanatçı Talip Kubat ve Sanatçı Şehribanu Kubat alanda bir müzik dinletisi vererek ülkemizde geliştirilen yerli ve milli buğday çeşitlerinin çiftçilerimize tanıtılmasına büyük katkı sağladı. Çiftçilerimiz hareketli müzik eşliğinde buğday üretiminde beklenen yüksek verimin verdiği mutlulukla etkinlik alanında protokol üyeleriyle çiftetelli oynadı. Şenlikte özellikle Aşık Yoksul Dervişin buğdayın önemi üzerine yazmış olduğu şiiri katılımcılardan ve çiftçilerden büyük ilgi gördü.

Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bizim için en güzel günler böyle günler. Şimdi birileri gazetelerin birkaç köşelerinde yaza dursunlar, oturdukları yerlerden yok çiftçiler öldü bitti, yok buğday kalmadı diye. İşte Halep oradaysa, arşın burada. Gelsin görsünler çiftçi ölmüş mü, bitmiş mi? Tarlalarımızda buğdaylar hastalıktan kırılmış mı? Gelip görsünler. Geçen sene hatırlayacaksınız, 2021 yılında hem yedi yıllık bir kuraklık döngüsünün tüm dünyada hem de 40 yıllık kuraklık döngüsünün ikisinin çakıştığı bir yıl oldu. O kadar ki Avrupa'da bu aşırı sıcaklıklardan, sokaklarda ölen insanlar oldu. Bu kuraklıktan Türkiye'de nasibini aldı. Eskişehir daha fazla. Çünkü bizim ana su kaynağımız Porsuk ve Sakarya Nehridir. Porsuk çayı Kütahya'dan geliyor. Eskişehir’in hem içme suyu, hem kullanma suyu hem de tarımsal sulama suyu aynı kaynaktan sağlanıyor. Bayağı bayağı bir ciddi sıkıntı yaşadık. Bu sıkıntıdan dolayı da 2021 yılında çiftçilerimizin verim kayıpları oldu. Tüm Türkiye'de olduğu gibi. Akabinde pandemi, arkasından Rusya ve Ukrayna savaşı üstüne tuz biber ekti. Çünkü biz dünyanın en büyük un tedarikçisiyiz. Dünya bulgur ihracatının %60’ı Türkiye'nin elinde. İtalya’ya pizza hamuru, Almanya’ya yarı pişmiş ekmek gönderiyoruz. Şimdi hal böyle olunca Birleşmiş Milletler’in bütün un ihtiyacını Türkiye karşıladı. Kendi buğdayımız kendimize yetiyor, ama ihracat için yetmiyor. Rusya'dan, Ukrayna'dan, Romanya'dan, Bulgaristan'dan alınan bu buğdayları kendi buğdayımızla karıştırıyoruz. Aynı limandan işlenmiş ürün olarak gemiye bindirip ihraç ediyoruz. Şimdi bunları görmeyen, makarna sattığımızı, pizza hamuru gönderdiğimizi, un sattığımızı, bulgur piyasasının ihracatında da dünya lideri olduğumuzu bilmeyenler diyor ki ya biz niye Ukrayna'dan buğday alıyoruz. Alacağım tabii ki. Alıp un yapıyor katma değeri arttırarak daha yüksek değerle satıyor, para kazanıyorum. Niye almayayım? Peki, bunun Türkiye'de buğday fiyatına nasıl etkisi var? Onu da söyleyeyim. Şu anda dâhilde işleme rejimi kapsamında, yani bizim un yapacak olan ihracatçı firmalarımızın yurt dışından buğday alabilmeleri için; önce Türkiye'den, çiftçimizden buğday alması lazım. Kanun böyle, mevzuat böyle. Bizim bakanlığımızın tedbiri böyle. Sonra, bunu aldıktan sonra da diğer taraftan izin veriyoruz. Derdimiz çiftçiyi korumak. Şimdi bizim çiftçilerimize verdiğimiz taban fiyatı uygulamasını biliyorsunuz. Geçen sene yüksek bir fiyat olunca çiftçilerimiz ya müdürüm böyle bir fiyat çıkacağını bilseydik dağı, taşı, her tarafa buğday ekerdik diyor. Çok şükür 2023 yılında hem buğdayda hem de arpada bereketli bir üretim sezonu geçiriyoruz. Geçen yıl da iyiydi. Ama bu yıl geçen yıldan çok daha fazla iyi bir hububat verimi bekliyoruz. Kışın kar yağmadı. Dedik ki eyvah. Ama baharda o kadar çok yağmur yağdı ki hatta bazı yerlerde sel oldu. Bazı yerlere dolu vurdu. Ama çok şükür mahsulümüz 2022 yılına oranla çok daha güzel oldu. Ne olur ne olmaz diye, biz 2021 yılındaki hadiseyi yaşamayalım diye dedik ki bazı çeşitlerimizin üzerinde çok durmamız lazım. Özellikle buğday için ne yapmamız lazım? Hem kuruda yüksek verim versin, hem de suluda yüksek verim versin. Yani kuraklık olsa da tarlamdaki mahsulüm gelişimini sürdürsün. Geçen yıl Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsünün geliştirmiş olduğu Yerli ve Milli Buğday Çeşidimiz olan “Reis” tohumundan çiftçilerimize %75 hibe ile 700 ton tohum desteği verdik. Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü yıllardır yerli çeşit tohum geliştirme çalışmaları yapıyor. Burada arkadaşlarımız var. Tohum sanayicilerinden temsilciler burada. Türkiye de tohumculuğun bir tarihi geçmişi var. Bu geçmişini bir bilseniz, Türkiye'nin son on yılda, on beş yılda neler yaptığını çok iyi anlarsınız. Hani hep diyorlar ya İsrail tohum veriyor size. Hayır. Biz İsrail'e tohum satıyoruz arkadaşlar. Zaten çiftçimiz bunu biliyor. Çünkü Eskişehir'de tohumluk firmaları gelip burada sertifikalı tohumluk yetiştiriyor. Sizle sözleşme yapıyorlar. Kim yapıyor? Dünyanın en büyük ciroya sahip firmalarından ilk ondakilerden bir tanesi. Örnek vereyim. Burada sizin çiftçiniz anlaşmasını yapıyor. Bunu da üretiyor. İhtiyaç fazlasını alıp götürüp başka ülkeye satıyor. Elbette ki geliştirmek için başkalarının tohumlarını da alıyoruz. Burada anormal bir durum yok. Bunun böyle bilinmesi lazım öncelikle. Bu yanlışın düzeltilmesi lazım. Şimdi bu sene kışın kar yağmayınca bayağı bir korkmuştuk. Ama işte gelen yağmurlar çok şükür mahsulümüzü bereketli kıldı. İlk başta biraz hastalık bizi korkuttu. Onun da çok şükür buğdayın veriminde veya danenin oluşumunda çok fazla bir olumsuz etkisi olmadı. Arpada şu anda yedi yüz kiloyu gören çiftçilerimiz var. Sulamaya gerek kalmadı. Sulu tarla ile kuru tarla arasında fark kalmadı. Siz de görüyorsunuz. Kafa kafaya gidiyor, şu anda yarışıyorlar. Çiftçilerimizin bizden en son talepleri müdürüm bu kotaları arttırın. Çünkü biz TMO ya verirken bu kota üzerinden alım yapıyor. Ne olur bu kotaları arttırın diye ha bire talep geliyor. İki defa revize ettik arkadaşlar kotaları. Bakanlığımızın bir tahmin sistemi var. İstatistik veri ağımız. Oradan diyoruz ki bu senenin mahsulü şöyle olur diye tahminde bulunuyoruz. İlk tahminlerimiz tutmadı. Niye? Çünkü ha bire yağmur yağdı. Mahsul çok iyi gelişti. İkinci tahminleriz de tutmayacak. Daha da fazla bir üretimimiz olacak inşallah. Türkiye'nin toplam üretimi üzerinden 19 milyon ton buğdaya ihtiyacımız var. Kendi ihtiyacımız, mülteciler ve turistlerin ihtiyacı dahil. Şu anda görünen o ki en az 23-25 milyon tonluk bir buğday üretim hacmine ulaşacağız. Bu sene buğday üretiminde tek bir derdimiz var. Çiftçimiz daha çok para kazansın."

Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü yaptığı konuşmada tohumun önemine dikkat çekerek, "Tohum iyi olursa mahsulün verimi artar. Tabii ki ülkemiz her yönüyle ilerliyor. Çiftçilikte de, tarımda da böyle önemli çalışmalar sonucunda verim artıyor. Verim artıkça çiftçinin yüzü gülüyor. Çiftçinin yüzü gülünce Türkiye'nin yüzü gülüyor" dedi.

Demonstrasyon çalışmasının yapıldığı tarlanın sahibi üretici Abdullah Güngör de 12 çeşit buğdayın deneme üretimini standartları aşmadan gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Yerli ve Milli Tohumlarımızın Ulaşmadığı Çiftçi Kalmasın sloganıyla yola çıkılarak Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ile Türkiye Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) arasında 12.12.2019 tarihinde imzalanan protokol kapsamında faaliyet gösteren Enstitü Müdürlükleri ile TSÜAB'a üye Özel Sektör Firmaları tarafından tescil ettirilen yerli ve milli çeşitlerin çiftçi şartlarında demonstrasyon çalışmaları 2019-2020 üretim sezonunda İl Tarım ve Orman Müdürlükleri aracılığı ile başlatılmış olup aralıksız olarak 2022-2023 üretim sezonuna kadar devam etmektedir.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@