Güven Erdoğan: Çevreyolu meselesinde siyaset yapılmasın!

Sağlı Sollu Haber'den Arif Anbar, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu Üyesi Güven Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi aktarmaya devam ediyor. İşte son bölüm…

GÜNDEM 20.10.2021, 14:06 21.10.2021, 14:32
Güven Erdoğan: Çevreyolu meselesinde siyaset yapılmasın!

RÖPORTAJ - 2. BÖLÜM

Gazeteci Arif Anbar’ın sorularını yanıtlayan Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Erdoğanlar Gıda A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Güven Erdoğan, röportajın 2. ve son bölümünde ESO’nun Yeşil Mutabakat çalışmalarından Eskişehir’de kurulması planlanan kömürlü termik santral projesine, işsizlik tartışmalarından çevreyolu sorununa kadar pek çok konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

İşte, röportajın son bölümü… 

A. ANBAR: Avrupa Birliği’nin bir Yeşil Mutabakat Metni var. Söz konusu çalışma hususunda ülkemizde de çalışmalar başladı. Bu noktada Sanayi Odası’nın da bir çalışması söz konusu. Nedir bu Yeşil Mutabakat? Sanayi Odası şu an bu konuda hangi aşamada?

‘ESTÜ İLE BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ’

G. ERDOĞAN: Yeşil Mutabakat, adı üzerinde çevreci bir sistem. Özellikle Avrupa’da uzun süredir gündemde olan, Türkiye’de de yeni yeni farkında olduğumuz bir konu. Buradaki amaç, karbon salınımını minimum düzeye çekmek ve çevreci anlayışı endüstri kuruluşlarına benimsetmek. Şimdi biz Sanayi Odası olarak bu konu üzerinde ciddiyetle çalışıyoruz. Başkanımız Celalettin Bey, konuya oldukça hakim. Yöneticimiz Ömer Benli de bu konuyu çok iyi biliyor ve şu an ciddi mesai harcıyor. Ömer Bey’in TOBB’da Atık ve Geri Dönüşüm Sanayi Meclisi Başkan Yardımcısı olduğunu da vurgulamak isterim. Yani Eskişehir sanayisinde yeşil mutabakat konusu emin ellerde. Aynı zamanda Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) ile de bir protokol imzaladık ve Yeşil Mutabakat konusunda birlikte çalışıyoruz. Şunu özellikle vurgulamak isterim: ESTÜ Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Eftade Gaga ile Dr. Öğretim Üyesi Zehra Yiğit Avdan bu konunun uzmanları. Yani Sanayi Odası olarak bu işi çok ciddiye alıyoruz. Şimdi, burada öncelikle yapılması gereken, Yeşil Mutabakat konusundan ne anladığımızı ve bu konuya ne kadar hakim olduğumuzu saptamamız. Öte yandan uzun yıllardır süre gelen bir sistemden vazgeçip yeşil dönüşüme nasıl ayak uyduracağımız, ayrıca ele alınmalı. Bu noktada devletin, sanayiciye destek vermesi gerekli. Öyle ki, şimdi biz bu konuyla ilgili vergi ödemeye başladık bile. Mesela teneke alıyoruz, dolayısıyla aldığımız tenekenin geri dönüşümü oluyor ve onun bir de vergisi oluyor artık. Bu ödediğimiz vergilerin, Yeşil Mutabakatla birlikte bize destek olarak dönmesini umuyorum ben, ki öyle olması gerekir. Çünkü özel sektör bu vergileri tek başına kaldıramaz, devletin desteği ve çeşitli teşviklerle bu işler olur. 

A. ANBAR: Bağlantılı bir soru… Yeşil Mutabakat ile Paris İklim Anlaşması birbirini tamamlıyor. Türkiye de Paris İklim Anlaşması’nı imzalayacak. Bununla beraber ülkemiz, fosil yakıtların kullanımını olabildiğince azaltacak. Şimdi, buradan Eskişehir’e gelelim. Şehrimizde bir süredir kömürlü termik santral tartışması yaşanıyor. Bu santralin Alpu’ya kurulması planlanıyor. Peki, biz, Paris İklim Anlaşması’nı imzalarsak kömürlü termik santral tehlikesi geçer mi? Sizin kulağınıza gelen bir bilgi var mı?

‘ESKİŞEHİRLİ VATANDAŞLARIMIZIN İÇİ RAHAT OLSUN’

G. ERDOĞAN: Evet, Paris İklim Anlaşması, bir anlamda yeşil dönüşümün parçası. Bu anlaşmanın maddelerinden bir tanesi de iklimi korumak için emisyonun azaltılması ve fosil yakıtların kullanılmaması. Ve ülkemiz de, emisyonun azaltılmasına ilişkin zaten taahhüt verdi. Şimdi, Alpu’da kurulması planlanan kömürlü termik santral, adı üzerinde fosil yakıt olan kömürle çalışacak. Eh, bu anlaşmanın maddelerinden biri, fosil yakıtların olabildiğince kullanılmamasına dönük olduğuna göre, Alpu’ya kömürlü termik santral kurulması tehlikesi doğal olarak ortadan kalkabilir. Ben bu noktada herhangi tehlike görmüyorum. Alpulu ve genel olarak Eskişehirli vatandaşlarımızın içi rahat olsun.

A. ANBAR: Yavaş yavaş röportajımızın sonuna geliyoruz Güven Bey… Hemen başka bir konuya geçmek istiyorum. Türkiye’de ciddi bir işsizlik probleminden söz ediliyor. Siz bir işveren olarak, böyle bir problemin yaşandığını düşünüyor musunuz?

‘İŞSİLİK SORUNU YOK PLANSIZ EĞİTİM SORUNU VAR’

G. ERDOĞAN: Şimdi Türkiye’de işsizlik sorunu elbette var, neredeyse tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi. Ancak bu sorun, öyle abartılacak düzeyde değil. Ben bu tartışmayı şöyle değerlendiriyorum. Türkiye’de işsizlik sorunu yoktur, plansız eğitim sorunu vardır. Şimdi biz ne yaptık? Ülkenin her yerine üniversite açtık. Yetmedi, aynı yere bir üniversite daha açtık. Açtık da açtık… Öyle de, gerek var mıydı bu kadar üniversiteye? Bence yoktu. Hele ki bir de niteliksiz eğitim aldı başını gitti. İpini koparan, apartmanı üniversiteye çevirdi. Sonuçta ne oldu? Herkes üniversite mezunu ancak çoğu gencimiz niteliksiz mezun. Daha da fecaat olan, ihtiyacımızın çok üzerinde meslek grubu orta yerde duruyor. Gençlerimiz de haklı olarak, kendi mesleklerini icra etmek istiyorlar. Peki, sanayici kime iş verecek? Biz sanayide çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Bize başvuruda bulunan üniversite mezunlarının hepsi, -daha deneyimi bile yok- yüksek maaş istiyor, masa başı iş istiyor, altına araba istiyor, cep telefonu şirketten olsun istiyor. Sabah 9’da gelecek, mesaiye kadar masa başında oturacak, sonra çıkıp gidecek. Hep plaza işi istiyorlar… Yani plazada da böyle bir dünya yok aslında. Şimdi herkes mühendis olamaz, doktor olamaz. Yani bu kadar işletmeciye ihtiyacı var mı memleketin? Bu kadar avukata ihtiyacı var mı? O halde devletin, ciddi bir eğitim planlaması yapması lazım. Mesela bence üniversite sınavı kalkmalı. Meslek liselerine hak ettiği itibar artık kazandırılmalı. Lisede bir çocuk mesleğini seçecek yetkinliğe getirilebilmeli. Elektrikçi mi? Araba tamircisi mi? Kaynakçı mı? Doktor mu? Hemşire mi? Polis mi? Asker mi? Ne olacağına karar verebilmeli. Ama işte burada problem başlıyor. Herkes benim çocuğum doktor olsun ya da mimar olsun diyor. Yani olsun da, memleketin bu kadar mimara, doktora, ya da gıda mühendisine ihtiyacı var mı? Bir de o çocuk, o meslekleri istiyor mu bakalım, başarılı olabilecek mi? Bakın benim altı aydan beri ilan vermediğim yer kalmadı. Çalıştıracak personel bulamıyorum mesela. Geliyor, ertesi gün yok. Geliyor, yarım gün çalışıyor, sonra kaçıyor gidiyor. Ben üretmek ve tedarik etmek zorundayım. Bence üniversite olacaksa da iyi üniversite olsun, araştırma üniversitesi olsun; yoksa artık elinin çarptığı insan üniversite mezunu. Para kapısı oldu bu üniversite işi artık, ama çocuklara yazık ediyorlar işte. O nedenle Türkiye’de işsizlik sorunu öyle büyütüldüğü gibi değil, asıl sorun plansız eğitim.

A. ANBAR: Evet, son soruyu yönlendiriyorum ve cevabınızla beraber okurlarımızla vedalaşmış olacağız. Eskişehir’de şu an en çok tartışılan konuların başında çevreyolu sorunu geliyor. Çevreyolunu neredeyse her gün kullanan bir isim olarak, bu konuya ilişkin düşüncelerinizi merak ediyorum…

ÇEVREYOLU SORUNUNUN ÇÖZÜM YOLU

G. ERDOĞAN: Bu konuyla ilgili fikrini söylemeyen neredeyse kimse kalmadı. Şimdi ben kalkıp da aynı ya da benzer söylemleri tekrarlamak istemiyorum. Ben konuyu başka bir açıdan gündeme getirmek istiyorum. Şimdi bakın, Eskişehir, çevreyolu olmayan tek büyükşehir. Peki neden? Önce bunu masaya yatırmamız lazım. Neden ihtiyaç olduğu halde Eskişehir’e çevreyolu yapılmıyor? Nedeni açık. Çok net söylüyorum, bu şehirde yaşayan, bu şehirde ekmek yiyen, nasip olup da mezarının bu şehirde yer almasını isteyen herkes bir araya gelirse, ortaklaşırsa, ancak çevreyolu sorunu öyle çözülebilir. Siyasetin bir kenara bırakılması gerekiyor, şahsi rekabetin bir kenara bırakılması gerekiyor; siyasi, ticari ve sivil tüm aktörlerin tek yumruk olması gerekiyor. Böylece bahsi geçen sorun, inanın kısa sürede çözülür. Fakat bu birliktelik sağlanamazsa, kangren hale gelen bu sorunu daha çok konuşuruz.

Eskişehir çevreyolunda yaşanan trafik keşmekeşinden bir örnek...

-SON-

Röportajın birinci bölümünü okumak için aşağıdaki linke tıklayın:

https://www.saglisolluhaber.com/gundem/guven-erdogan-tarim-bir-ulke-icin-milli-guvenlik-meselesidir-h3945.html

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@