29.07.2023, 14:55

Medya siyaset ilişkileri ve oda başkanları

Seçimin hemen ertesi günü geçici görevle geldiğim Silopi’de, her gün full icapçı olmama rağmen ve herhangi bir olay da olmadığı için; bol bol boş zamanım oldu ve 1100 kilometre uzakta özellikle de sade bir vatandaş gibi gerek yerel basından Eskişehir ve gerekse ulusal basından ülke siyasetini yakından izleme, irdeleme fırsatını buldum.

MEDYA VE SİYASET İLİŞKİLERİ

Bu arada öncelikle kimlerin gerçek dost, kimlerin iyi gün dostu olduğunu 2 aylık süreçte daha iyi öğrendim; arayıp soranlara minnettarım ve onları hiç unutmayacağım. Aynı şekilde son günlerde yapılan açıklamalara baktığımda da siyasette vefa olmadığını, ittifak yapan veya 2. seçimde destek olan partilerin sözcüleri ile milletvekillerinin vurun abalıya der gibi düşünmeden eski ortakları aleyhine konuştuklarını; kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi ve başarılı gösterdiklerini, adeta daha önce muhalif olduklarına nasıl göz kırptıklarını hayretle gözlemliyorum. Tabii ki bunda günümüz medya ve siyaset ilişkileri bağlamında sermayenin hemen her yerde etkin olduğunu ve sermaye sahiplerinin istedikleri gibi yerel ve ulusal düzeyde özellikle medyanın desteğiyle nasıl at oynattıklarını görüyor, duyuyorum.

SERMAYEDAR ODA BAŞKANLARI VE FABRİKATÖRLER

Yerele dönersem yakın geçmişte hem iktidar hem de muhalefet partilerindeki bazı milletvekilleri bunlara örnek olarak verilebilir. Ama son yıllarda özellikle birilerinin gazlamasıyla bazı oda başkanları sermayenin verdiği güçle, ister istemez potansiyel aday olarak her makama yakıştırılıyorlar. Örneğin son genel seçim öncesi aday adaylıkları sürecinde resmi olarak aday adayı olmuş olan benim gibi oda, sendika, dernek başkanlığı ve yöneticiliği yapmış onca kişi varken; aday adayı bile olmadığı halde bu bazı sermayedar oda başkanları ve fabrika sahipleri daha çok yazılıp çizildi, konuşuldu ve her yere yakıştırılıp yarıştırıldı. Daha da ilginci isimleri bir gün bir partiyle, bir gün başka, bir gün daha başka, hatta tamamen zıt bir partiyle anılıp hafızalara zorla kazınarak yazdırıldı. Sonuçta bunlardan yalnızca biri aday oldu, hem de ne yazık ki yıllardır savunduğum ön seçimle ve tabii ki medyanın ve sermayenin gücüyle amacına ulaştı.

ESKİŞEHİR'İN EFSANESİ YENİLİR Mİ?

Genel seçimler geldi geçti şimdi sırada yerel seçimler var ve yine bu belli başlı ki benim mavi boncuklu diye tanımladığım kişiler, yine bazılarınca methiyeler düzülerek allanıp pullanıp yazılıyor ve çiziliyorlar. Ve yine bir o partiye bir bu partiye yakıştırılıp, bu arada mevcut başkanlarda yıpratılarak yerel siyaset dizayn edilmeye çalışılıyor. Yine bazı Milletvekili adayları yok şuraya gitti, geldi, yok şununla görüştü, buluştu diye ve yine sermaye gücüyle yerel siyasette aktör haline getirilmeye çalışılıyor. Ama benim gibi daha önce 2007’den bu yana her seçim Milletvekili aday adayı, 3 kez de aday olan bir kişinin; daha önce bıyığını bile kesmesi haber yapılırken şimdi ne yaptığının kıymeti harbiyesi olmuyor. Çünkü varsa yoksa onlar, başkalarının hafızalarda bile yaşamasına izin vermiyorlar. Sermaye ve medya sayesinde makam sahibi bir kişi kalkıp hepimizin çok sevdiği futbol kulübümüze oyuncu transfer ediyor, yerel ve ulusal düzeyde haber oluyor ama 1-2 yerel basın dışında; transferlere karşılık forma kolu ve şortlara firmasının reklam hakkını aldığı yazılmıyor. Aynı kişi kalkıp kendisi veya kendisine benzer birinin aday olması halinde yeni bir ittifakla şehrimizin efsanesini yenebileceklerini söyleyebiliyor, söylemleri yereli aşıp ulusal basına malzeme olabiliyor.

İÇİNE DÜŞÜLEN GİRDAPTAN ÇIKIŞ YOLU

Bu içinde bulunduğumuz ekonomik durumda daha da güçlenen sermayedarların, tüm ülkede bir yere baş olmadan önce ülkeye istihdam ve üretim açısından faydalı olduklarını kabul etmekle birlikte; sonuçta tarihsel süreçte hep kendilerinin kazandığını, çalıştırdıkları emekçilerin emeğiyle ki bazılarının da emekçilerin emeklerini sömürerek iyice zenginleştiklerini biliyoruz. Ne yazık ki tüm partilerde özellikle seçim harcamaları ve seçim sürecinin sürdürülebilirliği açısından sermayeye kucak açılabiliyor, herhangi bir siyasi bilinci ve geçmişi olmayanlar öne geçirilip; 40 yıllık partililerin hakları yeniliyor ve emekleri çöpe atılabiliyor. Bu nedenlede halkla birlikte her türlü ekonomik, maddi, manevi, sosyal, psikolojik sıkıntı ve baskıları yaşayan gerçek halk çocuklarının siyaseten bazı makamlara ulaşmaları neredeyse imkansız hale gelebiliyor. Bu handikapın tüm partilerde ön seçim yapılması halinde aşılabileceğini düşünüyorum, tabii ki bu her partide çözüm olmayacaktır ve kökleşmemiş partilerde sermaye gücünü yine gösterecektir. Ancak köklü partilerde yapılacak basit bir tüzük değişikliği ile sermayenin gücü zayıflatılabilir ve işte o zaman şu başkan olmuş, bu başkan olmuş farketmez ve içine düşülen kısır döngüden ancak bu şekilde çıkılabilir. İsimlerden çok ilkelerin, programın, projelerin, parti içi demokrasinin, demokratik bir tüzüğün konuşulması ve bir an önce hayata geçirilmesi elzemdir; içine düşülen girdaptan çıkmanın bence de başka bir yolu yoktur.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (2)
Mehmet İlhan 10 ay önce
Çok güzel gerçekçi bir tesbit tahlil çözüm için yerinde doğru önerileriniz için kutlarım.
Mehmet Geçit 10 ay önce
Eskişehir'de hakkınızın yenildiğini biliyoruz,bu nedenle hoca (Büyükerşen) yerel seçimlerde aday olsa bile ona oy vermemeyi bile düşünüyoruz,kaç senedir,halkın istediği değil,Yılmaz hocanın ve genel merkezin istediklerini seçti bu halk,tanımadan bilmeden,dışardan getirilen...
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@