26.08.2022, 10:40

Nasıl bir yurttaşsınız?

ADALETİN SESİ

Merhaba...

Sevgili 'Sağlı Sollu Haber' portalı takipçileri, ADALETİN SESİ köşesinde ilk buluşmanın heyecanıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum.

“Adaleti bir yangından daha çabuk söndürmeliyiz” diyen Herakleitos ile ondan yaklaşık 1900 yıl sonra “memleketler kılıçla alınır, adaletle muhafaza edilir” diyen Timurlenk aynı noktaya işaret ediyorlardı. Adalet düzenin temelidir! Yangın evi adaletsizlik ise devleti yıkar. Düzeni, egemenliği, insanımızı, birliğimizi, korumak istiyorsak adaleti inşa etmeli, korumalı, yaşatmalı ve geliştirmeliyiz.

Adalet, mahkeme duvarlarını süsleyen veciz bir sözden ibaret değildir. Adalet, yaşamın her alanında gerçeğe dönüştürmemiz gereken bir idealdir.

***

Hak, bir şey üzerinde malik olma, bir şeyi yapmaya veya istemeye yetkili olmak ise; adalet herkesin haklarını ve değerini bilme, tanıma dürüstlüğüdür, hakkı sahibine vermektir.

Hatırlayınız, çocukken çift kale maçlar yapardık mahalle arasındaki boş arsalarda ya da okul bahçelerinde. Kale direklerimiz yoktu. İki taş koyardık, taşlar kalenin boyunu sınırlardı. Kalenin yüksekliğini ise kalecilerimizin boyu belirlerdi. Kalecinin zıpladığında erişemeyeceği yükseklikten geçen top gol sayılmazdı. Bu nedenle boy uzunlukları farklı kalecilerin olduğu kalelerin nazari yükseklikleri de eşit değildi, ama ADİLDİ. Şimdi, o çocukça aklımızın adaletini arıyoruz her alanda.

***

Adaleti tanımlamaya örnek olarak anlatılan çok ünlü  bir hikaye vardır.

Olay 1506'da Frankfurt'ta kaydedilmiş. Bir tüccar 800 lonca kaybetmiş. Yoldan geçen bir marangoz da tesadüfen bu tüccarın çantasını bulmuş. Son derece dindar olan marangoz, bu kadar çok para kaybının fark edilmemesinin mümkün olmadığını, sahibinin bu parayı arayacağını düşünmüş ve cüzdanı bulduğunu kimseye söylememiş.

800 lonca deyip geçmeyin o dönemde 20 at bedeli olan bir miktardan bahsediyoruz.

Bir gün marangoz kilisedeyken rahip, Frankfurt'a gelen bir  tüccarın 800 lonca kaybettiğini ve bulanın 100 lonca ile ödüllendirileceğini duyurmuş.

Bunun üzerine marangoz parayı getirmiş  ve rahibe teslim etmiş.

Tüccar gelmiş ve çantayı almış ancak marangoza, vaat etmiş olduğu 100 loncayı ödemeyi ret etmiş. Marangoza 5 lonca uzatmış. Marangoz tüccara sözünü tutmasını söylemiş. Açgözlü tüccar, vaat edilen 100 loncayı vermemek için cüzdanında 800 değil 900 lonca olduğunu, marangozun çantadan para aldığını iddia etmiş. Rahip, marangoz için ayağa kalkmış, marangozu tanıdığını ve onun dürüst bir adam olduğunu asla böyle bir şey yapmayacağını söylemiş. Tartışma kızışmış. Rahip, tüccarı ve marangozu Frankfurt mahkemesine götürmüş.

Yargıç yargılama sürecini başlatmış. Tüccara, İncil'e elini koyarak 900 lonca kaybettiği hususunda yemin etmesini söylemiş. Tüccar tereddüt etmeden elini İncil'e koymuş ve yemin etmiş. Yargıç, bu sefer marangoza 800 lonca bulduğuna yemin etmesini söylemiş. marangoz da elini İncil'e bastırarak yemin etmiş.

Herkes merakla yargıcın kararını beklemekteymiş. Yargıç, her şeyin gün gibi açık olduğunu belirterek, “marangoz 800 lonca buldu ve tüccar 900 lonca kaybetti. Yani marangozun bulduğu kese tüccarın değil. Dolayısıyla marangozun bulduğu para, sahibi çıkmadığına göre marangozun kendisine aittir. Tüccar ise kaybettiği 900 loncasını aramaya devam edebilir” kararını vermiş.

***

Bu kıssa, fakir bir marangozun haklarını reddeden cimri bir tüccarın adil bir yargıç tarafından cezalandırıldığına ve yargıcın yorumunun adaletli olduğuna örnek olarak Frankfurt tarihine geçmiştir.

Aslında bu hikaye adalete iyi bir örnek değil, adalet kavramını anlamadığımıza iyi bir örnektir.

Hikayenin sonunda verilen hüküm adil değildir. Yalan söylemenin cezası, yalancının tüm parasına el koymak olamaz. Adalet, hakkı sahibine vermekse burada adil olan; tüccarın kaybettiği paranın 900 lonca olduğunu ispat edecek somut deliller ortaya koyamadığı gerekçesiyle kaybettiği paranın 800 lonca olduğuna, 100 loncasının marangoza 700 loncasının ise tüccara ait olduğuna karar vermektir.

***

Adalet kavramını içselleştirememiş,  adalet duygusu gelişmemiş toplumlarda adaleti aramak ve bulmak oldukça zordur.

Ne yazık ki bugün Ülkemizde en fazla konuşulan konuların başında adalet gelmektedir. Yurttaşlarımızın büyük bölümü mevcut düzenin adaleti sağlayamadığı görüşündedir.

Adalet, sadece yargılamaların sonunda verilen hükmün yansıması değildir. Hayatımıza dokunan her şey; eğitimde fırsat eşitliğinden, gelir dağılımına, emeğin üretimden alması gereken paydan spora, pide kuyruğundan işe personel alımlara kadar her şey de adaleti arıyoruz. Bulamadığımızdan yakınıyoruz.

Ve bizden daha çok aslında adalet yakınıyor.

Adalet haykırıyor,

Adalet çırpınıyor,

Adalet derdini anlatabilmek için dil arıyor.

Adaletin sizlere ulaşabilmesi için,

Sizleri harekete geçirebilmesi için,

Sese, seslere ihtiyacı var.

Peleponnes savaşında yaşamlarını yitirenlerin ardından söylediği ağıt-söylevinde Perikles, devlet yönetimiyle ilgilenmenin erdemlerinden söz eder. İlgilenmeyenleri zararsız ama yararsız yurttaşlar olarak niteler. Gerçekten Sami Selçuk’un işaret ettiği gibi, diktatörlüklerin büyük önderlere demokrasilerinse her şeyden önce kendilerini ciddiye alan, bilinçli, sorumlu yurttaşlara gereksinimi vardır.

Yurttaşlık görevimiz adaletin sesi olmaktan, adaleti savunmak, adaletsizliklerin karşısında durmak, direnmek, mücadeleye önderlik etmek, önderlik edenlere yoldaş olmaktan geçiyor.

Nerede durduğumuz, nasıl bir yurttaş olduğumuzun yanıtını veriyor.

Bu köşede, sizlerle haftalık buluşmalarımızda, hayatımıza dokunan adaletsiz uygulamaları, olayları hukuksal bakış açısıyla yorumlayıp, önerilerimle dikkatinizi çekmeye, adaletin dillerinden, seslerinden biri olmaya çalışacağım.

Görüşleriniz, yorumlarınız ise etkileşimimizi arttıracaktır.

Haftaya buluşmak üzere...

saglisolluhaber.com

Yorumlar (5)
Hasan Hüseyin Akın 2 yıl önce
Başlangıç için mükemmel bir yazı aydınlatmanız için sağ olun başkanım.
Şaban Bağcıoğlu 2 yıl önce
Kıssadan hisse mükemmel, devamını bekliyoruz.başarılarınız daim olsun inşAllah.
Ramazan Gök 2 yıl önce
Anliyana kıssadan hisse
Erkan DİPCİN 2 yıl önce
Hayırlı olsun devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Şahin ERSALMAN 2 yıl önce
Güzel bir yazı ve yorum günün en önemli sorunu adalet yoksa ekonomi yok adalet yoksa din yok kısaca adalet yoksa huzur yok adaleti bu ülkede tesis edinceye kadar mücadeleye devam edenleri kutluyorum
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@