Ayşen Gürcan: Ben bu toprakların kadınıyım!
Gazeteci Arif Anbar, AK Parti Eskişehir Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ayşen Gürcan ile görüştü. Prof. Dr. Gürcan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu…
RÖPORTAJ
AK Parti Eskişehir seçim iletişim ofisinde Sağlı Sollu Haber Genel Yayın Yönetmeni Arif Anbar’ın sorularını yanıtlayan önceki dönem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Eskişehir’in yapısından kentin sorunlarına, kadınlar, çocuklar ve gençlere dönük projelerden 14 Mayıs seçimlerine kadar pek çok konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte o röportaj:
A. ANBAR: Ayşen Gürcan kendini nasıl tanımlar?
‘ESKİŞEHİR’E GELDİĞİMDE BEN NEYİM DİYE AİLEME SORDUM’
A. GÜRCAN: Ben kendimi bu toprakların kadını olarak tanımlıyorum. Ayşen Gürcan, bir yanı Türkmen bir yanı Yörük olan bir ailenin çocuğudur. Eskişehir’e geldiğimde buradaki etnik yapıların farklılığını görüp, 20’li yaşlarda ‘ben neyim’ diye ailesine soran ve cevap olarak, “Yavrum biz Tür’küz” diyen bir ailenin çocuğudur. Kendimi kişilik olarak tanımlamak istersem, hayatım boyunca yaptığım işleri layığıyla ve hakkıyla yapabilmek adına çalışkanlığımla tanımlayabilirim. Yaptığım bir işin önemi yok. Ben Ayşen Gürcan’ım…
A. ANBAR: Peki, Eskişehir’i ve Eskişehirlileri nasıl tanımlarsınız?
‘KÜLTÜREL BİR KAVŞAK NOKTASI’
A. GÜRCAN: Eskişehir büyüdüğüm yer diyebilirim. Kendimi ve kimliğimi fark ettiğim, kariyerimin temelinin atıldığı yerdir. O yüzden hayatımda özel ve değeri olan bir şehirdir. Bir kere burası merkez bir şehirdir. Hem coğrafik olarak demir ve kara yollarının, doğu-batının, kuzey-güneyin kavşağı olması dolayısıyla önemlidir. Kültürel bir kavşak noktasıdır. Birçok farklı kültürün bir araya geldiği ve bu birliktelikte kendi kültürünü koruyup harmonizesini oluşturan bir bölgedir. Bu açıdan, kendine has bir yapısı vardır.
A. ANBAR: Eskişehir’in sorunlarına ilişkin ne düşünüyorsunuz?
TRAFİK, İMAR, KENTSEL DÖNÜŞÜM, ALTYAPI…
A. GÜRCAN: Yüzyılımızın, Dünya’nın ve Türkiye’nin yaşadığı sorunların uzantıları ve kaynakları olması hasebiyle Eskişehir’de de yaşandığını görüyoruz. Göç, hızlı kentleşme ve istihdam sorunları hemen hemen her yerin sorunu olduğu gibi Eskişehir’in de sorunudur. Tabii ki kentin kendine has sorunları da var. Yerleşim ve belediyecilik hizmetlerinde çok ciddi sıkışmışlık ve çözümsüzlük sorunlarıyla karşılaştım. Ben kısa bir süredir buradayım. Bir ay gibi kısa bir sürede gezmediğim köyü, kasabası ve ilçesi kalmadı. Gözlemlerin neticesinde söylüyorum ki zamanla, sorunların derinine inme fırsatım olacaktır. Fakat şu an için görebildiğim temel sorun, şehirleşmenin getirdiği kentsel çözümlemelerin yetersizliğidir. Bunun içinde de trafik, imar sıkıntıları, kentsel dönüşümdeki yetersizlikler ve altyapı sorunlarını sayabiliriz.
A. ANBAR: Kadınlar, çocuklar ve öğrenciler için özel projeleriniz var mı?
AİLE YAPISI, BOŞANMA ORANLARI, DEZAVANTAJLI GRUPLAR…
A. GÜRCAN: Benim çalışma alanım sosyal bilimler ve sosyal politikalardır. Yaklaşık 2006’dan bu yana devletin sosyal politikalar başta olmak üzere özellikle kadın, çocuk, yaşlı ve engelliler noktasında yapılan çalışmaların içerisinde bulundum. Türkiye; ulusal düzeyde, devlet politikalarının oluşumunda ve çözüm stratejilerinin geliştirilmesinde etkin oldu. O yüzden, Eskişehir’deki sorunların da ulusal ölçekteki sorunlardan çok bir farkı olduğunu düşünmüyorum. 15 Mayıs’tan sonra ise önceliğim aile yapısı analizleri, boşanma oranları, dezavantajlı grupların varlığı ve bunların istatiksellerini araştıracağım. Akabinde daha net şeyler söyleyebileceğim.
STK’LAR İLE İŞ BİRLİĞİ VURGUSU
Çocuklar bizim geleceğimiz ve umudumuzdur. Çocuklara şimdiden geleceklerinde sağlıklı toplum, doğru iş imkânları ve huzurlu bir aile kurabilme imkânlarını sağlayabilmenin planlarına şimdiden girişilmelidir. Yerel yönetimin, kamu hizmeti veren tüm kurumların ve aynı zamanda bu alanın en önemli kahramanı olan STK’ların varlığı çok önemlidir. Bu kapsamda Eskişehir’in çocuklarına, gençlerine ve ailelerine yönelik çalışan tüm STK’larla iş birliği yapılmalıdır.
A. ANBAR: 14 Mayıs seçimleri öncesi vatandaşlara ne söylemek ve nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
‘BU SEÇİM BİR EKOL VE VİZYON SEÇİMİDİR’
A. GÜRCAN: Türkiye, son 20 yılda büyük bir dönüşüm geçirdi. Devletin politikalarındaki paradigması, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesiydi. Önceliği vatandaş olmak üzere tüm kamu yapılanmasını buna göre yeniden dizayn etti. Eski devlet anlayışının yeniden gelmemesi adına bu seçimler kritik bir önem taşıyor. Dolayısıyla 14 Mayıs, geri dönüşümün miladı değil tam tersine kat edilen yolun daha da ileriye taşıyacağı bir tarih olacaktır. İstikrarın devamını sağlayacak, kamu hizmetinin altyapısına, üretimine ve ekonomisine ivme kazandıracak bir dönemin başlangıcı olsun isterim. Tüm seçmenlerimize, oyun geçmişten esinlenen ama gelecek için verilen bir sorumluluk olduğunu söylüyorum. Bu seçimi çocuklarımız ve torunlarımız için düşünelim. 14 Mayıs sadece bir kişi seçimi değil tam tersine bir ekol ve vizyon seçimidir. Tüm seçmenlerimize 14 Mayıs seçimlerinin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Sonuçlarının tüm halkımıza, devletimize ve dünyaya umutla bakan insanlara bereketli bir dönemin kapılarını açmasını diliyorum.
saglisolluhaber.com