Kazım Kurt: İsyan etmek üzereyim!

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Kanal 26 ekranlarında dikkat çeken açıklamalarda bulundu...

SİYASET 24.03.2022, 11:50 25.03.2022, 15:21
Kazım Kurt: İsyan etmek üzereyim!

Kanal 26’da Gazeteci Arif Anbar’ın sorularını yanıtlayan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Karapınar 2. Etap Projesi, URAYSİM ve CHP’nin başlaması muhtemel kongre sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. 

‘NİSAN’A KADAR TOKİ’YE AVANS VERDİK’

Karapınar’da dönüşüm probleminin uzun yıllardır sürdüğünü ifade eden Başkan Kurt, “şimdi orada 10 yıldır çözülemeyen bir sorun var. 2012’den aslında geriye giderseniz 2009’da başlamış ama ikinci etapla ilgili adım 2012’de atılmış. 2012’den bu yana çözülemeyen, bir sorun var. İşte saydınız insanlar evine çivi çakamıyor, boya bana yapamıyor, doğalgaz bağlatamıyor, insan gibi yaşayacağı ortamı parası olsa da sağlayamıyor. Ama işte ülkeyi yüzde 50 yüzde 50 bölenler gözlerini kapatmışlar, kalplerini de kapatmışlar. Acımıyorlar oradaki insanlara, üzülmüyorlar. CHP belediyeyi kazandı diye nefret duygularını bu şekliyle tatmin etmeye çalışıyorlar. Ben şu anda bu konuyla ilgili çok konuşmak istemiyorum. Çünkü şimdiye kadar konuştuk, anlatabildiysek anlattık. En son Mart ayı meclisimizde TOKİ’nin itirazını da değerlendirecek bir noktayız ama AKP’li meclis üyeleri ‘biz TOKİ ile bir kez daha görüşeceğiz, bu işi çözmek istiyoruz’ dedikleri için Nisan’a bıraktık. Dolayısıyla bu Nisan ayı meclisine kadar AKP’li meclis üyelerimize avans verdik. TOKİ’ye de avans vermiş olduk dolayısıyla, iyi niyetliler ise çözsünler” dedi. 

‘BEN İSYAN ETMEK ÜZEREYİM’

“TOKİ ye kendisi çözsün ya da projeyi bize bıraksın” diyen Kazım Kurt, “AKP’li meclis üyelerinin TOKİ ile sorunu çözebileceğine inanmıyorum ama biz bu avansı Nisan’a kadar vermek zorundayız, bunu denemek zorundayız, çünkü siyaset sadece konuşarak yapılmaz. 2009’dan 2022’ye kadar evine çivi çaktırmadığınız insanları düşünüyorsanız, vicdanınız varsa çözersiniz. Odunpazarı Belediyesi yapsın diye bir iddiamız yok. Ya siz yapın ya bize bırakın. Çok net, çok anlaşılır bir biçimde anlatıyoruz. Oradaki imar planı yapma yetkisinin bizde olduğuna mahkeme karar verdi. Bizde planı yaptık. Şimdi planı uygulamak TOKİ’nin işi. TOKİ derse ki ‘ben uygulamak istemiyorum, ben bu şartlar altında havuzlu villalar yapmak istiyorum, İstanbul Boğazında villalar yapmak istiyorum, 1+1’i 5 milyon liraya satıyorum ben bunlara uğraşıyorum, garibanla, yoksulla, parası olmayanla işim yok’ diyorsa bize bıraksın biz çözeriz. Ama hem yapma, hem de yaptırma; bu vicdanen, ahlaken, hukuken kabul edilecek bir şey değildir. Ben isyan etmek üzereyim, Karapınar 2. etaptaki hemşerilerimizde isyan ediyor. AKP’li arkadaşlara avans verdik çözerlerse çözsünler. Biz kararımızı Nisan ayında geçiririz, sonunu Allah bilir. TOKİ dava açarsa en az 3 sene uzar, TOKİ dava açmazsa TOKİ bundan sonra burayı nasıl yapacak ona karar vermesi gerekir. Karar verirse, derse ki biz yapmıyoruz, biz de belediye olarak oturur düşünürüz, şu anda bütün top TOKİ’dedir, bütün top AKP’li meclis üyelerindedir, daha fazla yorum yapmak istemiyorum” diye konuştu. 

Başkan Kazım Kurt, TOKİ’nin açıklamasında belirtilen, “Odunpazarı Belediyesi’nin Karapınar 2. Etap’a ilişkin planları Büyükşehir’in planlarına uymuyor” ifadesini de değerlendirdi. Kurt, şunları söyledi: 

‘PLAN AKP’NİN OYLARIYLA GEÇTİ, ŞİMDİ İTİRAZ EDİYORLAR’

Bu ifade yanlıştır efendim. Yanlıştır, hukuki olarak mahkeme kararında da belli olan her şeyi arkadaşlarımız itirazlarda değerlendirdi ve ona göre bir karar çıktı. Bir de, şimdi bu karar sadece CHP’li meclis üyelerinin kararı değil, oybirliği ile çıktı, Odunpazarı Belediye Meclisinden oybirliği ile çıktı. Bu neden demek? AKP’li şimdi konuşan arkadaşlarımız da ‘evet bu plan böyle olmalı’ dedi. Şimdi bize birtakım suçlamalar yapıyorlar. Plan Odunpazarı Belediye Meclisi kararıdır. Planda bir yanlış var idiyse ve konuşmadılarsa yanlış onlarındır, eleştiri yapmadılarsa yanlış onlarındır, karşı oy yazısı yazmadılarsa sizin planınızın şurası yanlış, şurası eksik, şurası mahkeme kararına uygun değil diye yazmadılarsa bu art niyetlilik, kötü niyetliliktir, daha ne diyeyim? Bunları yapmayacaksın, oy vereceksin, oybirliğiyle geçecek sonra TOKİ itiraz edince kusur, kabahat CHP’li belediyeye kalacak. Bunu artık vatandaş yemiyor, bir daha yapmasınlar.” 

AK PARTİ İL BAŞKANI ZİHNİ ÇALIŞKAN’A ÇATTI

Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi (URAYSİM) Projesine ilişkinde değerlendirmelerde bulunan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “bunların tamamı boş iş, gündem oluşturmaya çalışan, popülizm peşinde koşanların işi. AKP’nin İl Başkanının işi, o yatırım gerçekten yararlı bir yatırım olacaksa Eskişehir’e getirmektir. URAYSİM’in tartışması ne zaman başladı? 2011’de başladı. Yıl 2022, 11 yıl geçmiş, madem ki bu kadar çok yararlı bir iş, madem ki bu kadar çok önemli bir iş, madem ki Türkiye’yi kurtaracak, Eskişehir’i kurtaracak, bizi trilyonlarca yurtdışına döviz ödemekten kurtaracak bir yatırım, 11 yıldır neden yapmazlar bu arkadaşlar bu işi? 11 yılda kaç tane il başkanı geçti, kaç tane milletvekili geçti, neden yaptırmadılar madem ki çok önemli, yararlı. Burada şunu görmek lazım: Uraysim bir proje ve İdare Mahkemesindeki bilirkişiler bu işin uzmanları, bu işi Türkiye’de en iyi bilenler bu projenin yapılmasında bir kamu yararı yoktur dedi. Şimdi AKP İl Başkanı o gücünü kullanarak ve mahkemeye baskı amacıyla bu tartışmayı yeniden alevlendirdi. Çünkü bilirkişi raporundan sonra mahkeme heyeti oturacak tartışacak ve bir karar verecek. Bilirkişiler 77 sayfa rapor hazırladı, öyle 2-3 sayfalık şişirme rapor değil. 77 sayfalık raporda tek tek saymış ve demiş ki sonuç olarak böyle bir projenin kamuya hiçbir yararı yoktur. Şimdi URAYSİM’den nemalanmak isteyenler ile AKP İl Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanını eleştirmek adına mahkemeye baskı yapmaya çalışıyor, Büyükşehir Belediye Başkanının böyle bir yatırımı engellediğini iddia ediyor, çok önemli bir yatırımdı da 10 senedir niye yapmadınız” şeklinde konuştu. 

ALPU’DAN ARAZİ ALANLAR KİMLER?

URAYSİM’in kurulacağı arazinin futbol camiasına pazarlandığını da öne süren Başkan Kurt, “URAYSİM ile birlikte tarım arazileri işlevsiz hale geliyor, onların üstüne rayları döşeyecekler ve o bölgeden Batman, Şırnak, İstanbul’dan gelip arazi alan insanlar var. 20-25 bin dönüm civarında bir arazi el değiştirmiş. Şimdi arazi el değiştirmez mi değiştirir, arazi alınıp satılmaz mı, alınır satılır ama kim alır? Örneğin Pozan’da satılacak bir tarlayı yine Pozanlı bir hemşerimiz alır veya Beylikovalı biri alır. Ama futbolcu Hasan Ali almış, ne bilirsin sen oraları. Federesyon eski başkanı bilmem kim de almış bir yerler, bakıyorsunuz eski AKP Milletvekili almış. Beşiktaş yönetim kurulu üyesi bilmem kim almış. Futbol camiasında burayla ilgili bir pazarlama yapılmış. İşte rant odur. Onun için bu arkadaşlarda onların sözcülüğünü yapıyor. AKP İl Başkanı Eskişehir halkının, Pozan, Çardakbaşı, Yeşildon halkının tarlasını, tarımını, sulama düzenini değil de o dediğim adamların yararına iş yapmaya çalışıyor” dedi. 

‘REKTÖR ÖNCE OLMAZ DEDİ SONRA SEN KARIŞMA DEDİ’

URAYSİM projesinin hazırlandığı dönemde, o günün Anadolu Üniversitesi rektörüyle yaptığı görüşmeyi de aktaran Başkan Kurt, “şimdi Anadolu Üniversitesi’nin açık öğretim paralarının merkezi hükümet bütçesine aktarılmasıyla ilgili bir gelişmeden kaynaklı bir iştir bu, yoksa çok büyük ihtiyaçtan, çok büyük gereklilikten, zorunluluktan kaynaklanan bir iş değildir. Ben Milletvekili idim, plan bütçe komisyonu üyesiydim. Bütçede geçici maddelerden birisinde Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinin paralarının merkezi hükümet bütçesine kaydırılmasıyla ilgili bir madde vardı. Bunun üzerine o zamanın rektörünü aradım, dedim ‘sayın hocam sizin paralar böyle gidiyor ben Eskişehir Milletvekili olarak ne yapmam lazım ne önerirsiniz bana’ dedim. Sayın rektör, o zaman, rektör yardımcıları ile beraber ertesi günü bana geldi. Bütçeyi gösterdik, ellerine verdik. ‘Olmaz’ dedi, ‘böyle bir şey yapamazlar’ dedi. ‘Peki, ben muhalefet edeceğim, itiraz edeceğim bilginiz olsun ama bana da destek olun bilgi verin’ gibi görüşmemiz oldu. Sonra dediler ki: ‘Biz AKP Milletvekilleriyle de görüşelim.’ AKP Milletvekilleri ile görüşmeye gittiler, sonra rektör hoca beni aradı, dedi ki: ‘Hiç karışma biz anlaştık, Uraysim diye bir işi yapacağız, parayı oraya aktaracaklar.’ Ona rağmen ben gereken itirazlarımı yaptım, muhalefetimi yaptım ama AKP oyları ile geçti tabi. Böyle başladı bu iş. Türkiye’de bir test merkezi niçin yapılır? Diyorlar ki çok büyük paralar ödeniyor test için. İşte lokomotiften daha çok para ödeniyor test için. Peki kaç tane lokomotif üretiyoruz, kim üretiyor” diye konuştu. 

YILMAZ BÜYÜKERŞEN’İN ÖNERİSİNİ SAVUNDU

Avrupa’da üretilen demiryolu araçlarının Eskişehir’de test edilmesinin uzak bir ihtimal olduğunu söyleyen Kazım Kurt, “keşke biz üretsek de ondan sonra başlasak şu URAYSİM’e. Yurtdışında test merkezi olan ülke sayısı birkaç tane. Fransa’da var, sanıyorum Almanya’da var, Polonya’da var sanıyorum. Avrupa haricinde Rusya’da var. Şimdi bizim ürettiğimiz lokomotifin ya da vagonun testi Fransa, Almanya’ya gönderilerek yaptırıldığı zaman bize pahalı. Peki, bize kimin test için araç getirebileceğini düşünmemiz de lazım. Irak üretiyor mu, üretmiyor. İran üretiyor mu, üretmiyor. Yunanistan üretiyor mu, üretmiyor. Bulgaristan üretiyor mu, Roman’ya üretiyor mu üretmiyor. Bize an yakın bunlar. Rusya’nın zaten kendinde var. Avrupa’da, yani İspanya üretiyorsa Fransa’da yaptırır niye bize getirsin? Türkiye’de üretmediğiniz bir şeyin test merkezini yapmaya kalkmak kadar yanlış yatırım da yok bence. Yatırım sadece para harcamak olarak anlaşılıyor AKP’lilerce. Burada harcadığınız para boşa giden bir paradır. Yatırım olabilmesi için kalıcı ve sürdürülebilir olması gerekir. Bizim bol bol lokomotif, vagon ya da raylı sistemler üzerine üretimimiz olacak ki, bir test merkezine ihtiyacımız olsun. Yılmaz Büyükerşen meclis toplantısında da söyledi, siz bu işle uğraşacağınıza lokomotif ve tramvay üretin dedi, bence de en mantıklısı bu” ifadelerine yer verdi. 

‘AVRUPA 2030’DA KÖMÜRÜ SIFIRLIYOR’ 

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Sevinç Mahallesine kurulmak istenen kömür ocağı projesine ilişkin de konuştu. Avrupa ile entegre ilerleyen bir ülke olduğumuzu ancak Avrupa kararlarının tersi uygulamalara imza atıldığını savunana Kurt, “şimdi kendimizi kandırmadan, kendimizi dünyadan da soyutlamadan işler üretmeliyiz, kalıcı iş yapacaksak. Biz 200 yıldır Avrupalı olmaya çalışan bir toplumuz ve Avrupa Konseyinde kurucu üyeyiz, Avrupa Parlamentosunda temsil ediliyoruz. Avrupa’nın birçok kurumunda varız, kendimizi de onlara göre şekillendiriyoruz. Avrupa 2030’da kömürü sıfırlıyor. Artık karbon salınımını azaltan, çevreyi düşünen geleceğe yatırımlar yapıyor. Bunun tersine biz başlamaya çalışıyoruz, 2022’deyiz. 2030’da biz bu işlerin hepsini bırakmak zorundayız. 2030’da bırakacağınız bir işe şimdi başlarsanız ancak ve ancak oradaki tarımı bitirirsiniz. Oysa bir santim tarım alanının oluşması için binlerce yıl gerekiyor. Biz şimdi başladığımız zaman bitiremeyiz, oradaki kömürü de bitiremeyiz, başka formüller bulmalıyız. Klasik eleştiri: Ne var madenimizi işlemeyelim mi? Elbette işleyelim ama doğaya, çevreye zarar vermeden, insanları zehirlemeden, dünya ülkelerinin reddettiği sistemleri kabul etmeden işleyelim, başka bir formül bulalım, teknolojiyi geliştirelim ona göre bir sistem kuralım. Şimdi burada yanlışlardan birisi bu. İkincisi verimliliği tartışılır şu anda” diye konuştu. 

İlgili kurumların Sevinç Mahallesi’nde yapmak istedikleri toplantıyı terk etme gerekçesinden de bahseden Kurt, şu ifadeleri kullandı: 

‘İNSANLARI KORKUTMAK İÇİN YOĞUN GÜVENLİK GÜCÜ’ 

“Zonguldak’a gittik inceleme yaptık. Zonguldak’ın kömürünün niteliği elverişli olmadığı için Afrika’dan kömür getiriyorlar. Dolayısıyla Eskişehir’de de böyle bir sonuç çıkacaktır. ADULARYA termik santraline götürmeyi hayal ediyorlar. İşte 100 km civarında, bunların hepsi maliyet, çok verimli olacağını zannetmiyorum ama çevreye zarar vereceği kesin. Oradaki kazılardan sonra bu iş bittikten ve ocak kapatıldıktan sonra artık orada tarım yapma şansımız yok, bitiyor. O nedenle bu doğru bir iş değildir ama esas benim itiraz ettiğim nokta şudur: Sevinç Mahallemizde bir bilgilendirme toplantısı yapılıyor. Toplantı yapılırken sakin ortam olacak, insanların eline kâğıdı kalemi vereceksiniz, oraya projeksiyonları koyacaksınız, orada madenle ilgili birtakım açıklamalar yapılacak. Şu kadar metreden çıkacak, şu kadar kalorisi olacak, şu kadar büyüklüğü olacak gibi, ben öyle bir beklenti ile gittim belediye başkanı olarak, benim bölgemdeki çevre olduğu için gittim. Ama gördüm ki 200 tane polis, jandarma, askerler dizilmiş, silahlar falan, psikolojik olarak insanın ‘ne oluyor, nereye geldik, savaşa mı geldik’ diyeceği bir ortamda bilgilendirme toplantısı yapılacak. Böyle bir şey olmaz. Bu tavır korkutmak içindir. Zaten böyle bir ortamda bilgilendirme olamayacağını söyleyip toplantıyı terk ettim.” 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi, erken seçim olmak ihtimaline karşı partinin kongre sürecini ertelemişti. Seçim kanununda değişikliğin gündeme gelmesiyle beraber, seçimin zamanında yapılma ihtimali oldukça güçlendi. Bu noktada, CHP’de ertelenen kongre sürecinin başlayacağı öngörülüyor. 

Odunpazarı belediye Başkanı Kazım Kurt, Eskişehir’deki kongre süreçlerine ilişkin tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. 

Kurt, şu ifadelere yer verdi: 

‘HAZMEDEMEYECEKLERSE KONGREYE GİRMESİNLER’ 

“CHP’nin önünde bir yıllık bir süre vardır. Bu bir yıllık süre içinde de biz kongrelerimizi yapabiliriz, yapmalıyız. Ben partinin bir canlanmaya bir harekete ihtiyacı olduğunu hissediyorum. Dolayısıyla bir kongre sürecine girebiliriz. Biz hazırız, o sorun değil, girilir. Şimdi biliyorsunuz kongreler partililerin, partilerin düğünü bayramıdır, biz öyle deriz genelde. Ama bu düğün, bayramdan sonraki kırgınlıklar, küskünlükler doğal karşılanırsa. Maalesef biz Eskişehir’de bunu sağlayamadık. Kongreye girdiğiniz zaman iki sonuç vardır. Ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. İkisi de kutsaldır. İkisi de önemlidir ama kaybettim diye partiye küserseniz, kazananları düşman bellerseniz ya da kazananlar biz kazandık diye diğerlerini dışlamaya kalkarsa iyi bir sonuç çıkmaz. Bunu hazmedebilenler girsin kongreye, ben çok net söylüyorum bu duyguyu hazmedebilenler kongre yarışına girsin. Hazmedemeyeceklerse hiç girmesinler, olmaz. Partinin böyle bir lüksü yoktur. Partide iseniz kongrenin sonuçlarına katlanırsınız. Partili olacaksınız, kongredeki sonucu tanımayacaksınız. Bu çok yanlış bir iştir, partiye en büyük zarar böyle verilir. İl Başkanını, İlçe Başkanını, İl Yönetimini, İlçe Yönetimini tanımazsanız onlarda sizi tanımadığı zaman küsme hakkınız olmaz. Böyle bir kaosa sebep olmak kadar partiye verilen zarar yoktur. Bunu gerçekten üzülerek söylüyorum. 

'BU İNSANLARIN PARTİLİLİĞİNDEN KUŞKU EDİYORUM' 

Şimdi kongre süreci başlayacaksa biz kongrede yine tavrımızı koyarız ama bizim karşımıza çıkacaklar bize böyle yaklaşmasınlar. Kardeşçe çıkalım, kongreye kucaklaşarak çıkalım. Biz 40 yıldır bu işi yapıyoruz. 40 yıldır eğer kavga etseydik, küsseydik, Eskişehir’in yarısı ile konuşamazdık, böyle bir şey olmaz. Bunu gerçekten kınıyorum, üzülüyorum ve bu insanların partililiğinden kuşku ediyorum. Ben kongrede çıkarım, ben partiliyim. Şimdi partinin herhangi bir etkinliğinde ben çizgimi çizerim, tavrımı koyarım. Ben doğru iş yapmaya çalışan bir partiliyim. Dolayısıyla iddiamızı sürdürürüz, seçimi kazanırız kaybederiz o ayrı bir şey.”

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@