20.06.2021, 16:12

Benim babam: Şanslı ve şanssız...

Bu yazımda Babalar Günü nedeniyle rahmetli Babam Cemalettin Şenel’i anmak ve hayatını kısaca anlatmak, yetim Cemal’in köyden şehre uzanan eğitim hayatındaki şansını ve hayatının son zamanlarındaki şanssızlığını kaleme almak istedim.

Babam 1936 yılında Eskişehir’imiz Yörükkırka köyünde doğuyor, 3 aylık bebekken babaannemle dedem ayrılıyorlar. Babaannem yeniden evlendirilip babamla Avdan köyüne yerleşiyor. Yetim Cemal, 10-11 yaşlarındayken köye aydın bir imam gönderiliyor ve Kuran kursuna çocukların gönderilmesini istiyor. O zamanlar daha ilkokul olmadığı için babamı da gönderiyorlar ve 1 yıl devam ediyor. Bu süreçte 'aydın imam' bir gün gelir işinize yarar diye Kuran-ı Kerim yanında isimlerini yazabilecek düzeyde Türkçe okuma, yazma ve çarpım tablosu da öğretiyor. 1 yılın sonunda artık yaşı da büyüdüğü için babam tarlalardan çobanlığa terfi ediyor. 16 yaşına geldiğinde köye Nisan ayında ilkokul açılıyor ve bir ev ilkokula dönüştürülüyor. Yirmili yaşlarda genç bir öğretmen köye geliyor ve 7 yaşından 11 yaşına kadar çocukları okula kaydediyor ama bir türlü sınıf dolmuyor. Bunun üzerine 12, 13, 14, 15 yaşlar derken sınıf hâla boş kaldığı için 16 yaşındakileri de çağırıyorlar ve babamı da öğretmenin huzuruna getiriyorlar. Öğretmen ismini yaz diyor yazıyor, beş kere beş ve altı kere altıyı soruyor; babam bilince sen dördüncü sınıfsın diyor. 1 ay boyunca tüm öğrenciler tek sınıf içinde ve tek bir kalemle yazıp okuyorlar ve babam beşinci sınıfa geçiyor. 1 yıl sonra da babam ilkokul diplomasını alıyor ve hayvan gütmeye devam ediyor. 

Ortada Muharrem Şenel, solda Muharrem Şenel'in babası Astsubay Cemalettin Şenel...

ESKİŞEHİR'DEN KONYA'YA

Bu arada köye bir kamyon geliyor ve Konya Sarayönü’ndeki Ziraat Ortaokuluna öğrenci aradıklarını söylüyorlar. Babamla birlikte iki çocuğu daha kamyona bindirip bu okula gönderiyorlar. 3 yıllık yatılı ortaokulu bitiriyorlar, diğer çocuklar evlerine döndüğü halde babamlar ceplerinde para olmadığı için okulda kalmaya devam ediyorlar.

KONYA'DAN ÇANKIRI'YA, ASKER OKULUNA...

O sırada okula bir otobüsle geliyorlar ve Çankırı Astsubay okuluna öğrenci aradıklarını söylüyorlar. Babamlar aynı köylü 3 kişi otobüse biniyorlar ve Çankırı’ya geliyorlar. Orada da 11 aylık askeri eğitimin sonunda babam Astsubay oluyor. Çobanlık yaparken 16 yaşından sonra şansı dönen ve toplam 5 yıllık bir eğitim sonunda 1956 yılında Astsubay olan babam köyün en güzel ve çalışkan kızına talip oluyor ve annemle evleniyor. İlk kızları 5 aylıkken ölüyor, sonraki yıllarda ben ve benden 7 yıl sonra da kız kardeşim doğuyor. Beni ve kardeşimi kimseye muhtaç etmeden büyütüyorlar, emekli memur maaşıyla da önce beni, sonra kız kardeşimi tıp fakültesinde okutuyorlar.

İki doktor yetiştiren babam, ben yeni uzman, kız kardeşim ise asistanken 1996 yılında damar tıkanıklığına bağlı felç geçirdi. Sağ tarafına felç gelen ve o günden itibaren konuşamayan babama, annem tam 14 yıl çok güzel baktı, bizler de çocukları olarak elimizden geleni yaptık ve 2010 yılında babamı kaybettik.

Bizlere doğruluğu ve dürüstlüğü öğreten, hayatında kimsenin hakkını yemeyen, kimseye yan gözle bakmayan canım babamı saygı, sevgi ve özlemle anıyor; bu vesileyle tüm babaların Babalar Günü’nü kutluyor, sevdikleriyle birlikte mutlu, sağlıklı ve uzun bir ömür sürmelerini diliyorum.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (7)
Nergiz 3 yıl önce
Mükemmel bir yazı
Aytaç Telli 3 yıl önce
Mekanları cennet olsun inşAllah yattıkları yerde dinlesinler
Selçuk K. 3 yıl önce
Nur içinde uyusun hocam, babalar gününüz kutlu olsun.
Muhittin Baysal 3 yıl önce
Cok degerli agabeyim,meslektasim her zaman saygi ve gurur duydugum guzel insan ruhun sad,mekanin cennet olsun
Hüseyin 3 yıl önce
Allah rahmet eylesin,mekânı cennet olsun inşAllah cemal amcamın.
Gürsel Pakel 11 ay önce
Çarpıcı ilginç adaletli bir yaşam öyküsü
Azmi Durğun 11 ay önce
Muharrem doktorum
Babalar gününüzü kutluyorum
Hepimizin böylesi benzer hikayesi var demekki
Mekanı cennet olsun babalarımızın
Güzellikler diliyorum
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@