banner298

banner194

04.01.2022, 16:03

Bu sefer Yılmaz Büyükerşen!

Bu günlerde en çok duyduğumuz konu erken seçim. İktidar, erken seçim olmayacağını söylüyor, yani ‘seçim 2023’ün haziranında yapılacak’ diyor, muhalefet ise sürekli erken seçim istiyor.

İktidarın adayı belli: Mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Muhalefet partileri ise ortak Cumhurbaşkanı adayı ile seçime gidilmesi konusunda anlaşmış olmalarına rağmen, kimin aday yapılacağı konusunda anlaşmış ya da uzlaşmış değiller, isim bile açıklayamamış durumdalar.

Oysa, muhalefet kesimini destekleyen, azıcık politikadan anlayan insan bile çok açık ve net olarak durum tespiti yapabiliyor, çözüm önerebiliyor.

Muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı öyle bir aday olmalı ki, seçmenler kesinlikle onun kazanacağına inanmalı, aynı zamanda meclis çoğunluğunu da muhalefete kazandırmalı.

Yani hem Cumhurbaşkanlığını kesin olarak kazanmalı hem de mecliste muhalefete çoğunluğu kazandıracak enerjiyi seçmene taşıyabilmeli.

Ancak böyle bir aday ile seçimin  kazanılmasıyla güçlendirilmiş parlamenter sisteme en kısa sürede geçilebilir.

Kamuoyunda, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, anketlerle sürekli seçmene soruldu, sonuçlara göre İmamoğlu ve Yavaş kazanabilecek adaylar olarak gösterildi ve kamuoyunda her iki belediye başkanı büyük sempati kazandı.

Sonra her ne olduysa, birdenbire, muhalefet partilerinin liderleri önce “nasıl bir Cumhurbaşkanı” başlığı altında değişik Cumhurbaşkanı tarifleri yapmaya başladılar.

İlk tarifi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı ve tarifi şöyle oldu: “Millet ittifakının adayı nefsini terbiye etmiş biri olmak zorunda. Başkanlığın verdiği muazzam yetkilerle yozlaşmayacak, gücünü hızlıca Meclis’e ve Başbakan’a teslim edecek bilgelikte olmalı. Parti genel başkanı değil, bütün vatandaşların başkanı olmalı.”

Meral Akşener ise akıllı bir çıkışla Cumhurbaşkanı adayı olmadığını, Başbakanlığa aday olduğunu, muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının ise “seçilebilecek birinin” olması gerektiğini söyleyerek, tabiri caizse bombayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eline verdi.

Burada en önemli konu, Kemal Kılıçdaroğlu elindeki bu bombayı patlatmadan sandığa taşıyabilecek mi?

Son günlere geldiğimizde…

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday olmalarını değişik gerekçeler ile uygun görmediğini açık açık dile getirmekten geri kalmıyor.

Millet ittifakı uygun görürse kendisinin aday olabileceğini açık açık söylüyor.

Peki bu söylemler gerçekçi mi yoksa altında başka şeyler mi gizli?

Bir kere, İstanbul seçimlerinde İmamoğlu kazansın diye üç gün oruç tutan, ona para göndermek için bankalarda kuyruk oluşturan ve politika ile çok fazla ilgisi olmayan sıradan kadınların, annelerin bile Cumhurbaşkanı adayı olarak İmamoğlu’nu görmek istediklerini tüm CHP’liler bildiği halde,

Ankara’yı kazanmak adına tüm muhalefetin Mansur Yavaş etrafında toplanmasıyla seçimin kazanılmış olunduğu bilindiği halde,

Ve;

“Denenmiş konsensüsler” ile “denenmiş kazananlar” ortada olduğu halde,

Denenmemiş ve risk içerebilecek bir seçimi Kemal Kılıçdaroğlu ve muhalefetin göze alamayacağı bilindiği halde,

Bütün anketlerde İmamoğlu ve Yavaş’ın çok önde görüldüğü gerçekliği belirgin olarak karşımıza çıkıyorken,

Neden Kemal Kılıçdaroğlu kendinin de aday olabileceğini bu kadar açık açık deklare etmekten geri kalmıyor?

Çünkü Kılıçdaroğlu aday olmayacak…

AKP ve CHP oylarının kafa kafaya geldiği bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan olma ihtimalinin olduğunu da düşünürsek,

Ekrem İmamoğlu’nun ve Mansur Yavaş’ın “geçiş döneminde sembolik Cumhurbaşkanlığını” politik gelecek planlarına uymadığı için kabul etmeyecekleri de çok dillendiriliyor, bu yüzden İmamoğlu ve Yavaş da zaten aday olmayabilirler.

‘O zaman kim Cumhurbaşkanı adayı olacak’ sorusu herkesin merakı olmasına rağmen neden yanıtlamıyor ya da yanıtlanamıyor?

Belki de, Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer millet ittifakı liderleri kafalarındaki adayı erkenden öne atıp da onun yıpratılmasını istemiyorlar.

Ancak Cumhurbaşkanı adayını her fırsatta tarif ediyorlar.

Devlet deneyimi olan,

Her kesimden oy alabilecek,

Tüm parti liderleri nezdinde saygınlığı olan,

Partizan tutum sergilemeyen,

Politik gelecek kaygısı olmayan bir Cumhurbaşkanı tarifi…

***

Görüşmeler, titizlik ve büyük bir gizlilikle sürdürülüyor olmalı ki, Kılıçdaroğlu bilinçli olarak dikkatleri sürekli kendi üzerine çekerek esas aday olacak kişiyi şimdilik gözlerden kaçırıyor.

Erken seçim ilan edildiği gün bu isim açıklanacak.

Yapılan Cumhurbaşkanlığı aday tarifleri ve var olan mecburi gerçekler, şartlar ışığında, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday olmadığı taktirde, üstelik Kemal Kılıçdaroğlu’nun elindeki bombayı patlatmadan sandığa taşıyabilmesi için, Millet ittifakının ya da muhalefetin adayı olarak tariflere uygun birçok değerli kişi akla geliyor olsa da bir kişi çok daha yakın.

AKP karşısında hiç seçim kaybetmeyen,

Daha önce iki kez adı Cumhurbaşkanı adaylığı için gündeme gelen,

Ancak hep son dakikada adaylığından vazgeçilen,

Üstelik Eskişehir Büyükşehir Belediyesini elden çıkarmadan,

Tüm tariflere uyan ve tarif edilen kişi bu sefer Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen.

Büyükerşen’in çok istekli olmadığının bilinmesine rağmen, muhalefetteki tüm parti liderlerinin ortak kararı ve ısrarı-baskısı ile bu sefer Büyükerşen.

Kısaca, şimdiden söyleyeyim: Millet İttifakının adayı, çok yüksek ihtimalle, Yılmaz Büyükerşen!

saglisolluhaber.com

Yorumlar (2)
İbrahim 2 yıl önce
İnşAllah deneyimli ,Liyakat sahibi ayrıca kaybedecek bişeyi yok
Ayfer 2 yıl önce
Çok dogru bir karar olur, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen.
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@