12.09.2022, 12:12

Demokrasi sorunlarımızın nedenleri; 'kültür' ve 'bedel' mi?

ADALETİN SESİ

Mevlana Celalaettin Rum’i yüzyıllar önce bize “neyi ararsan o olursun” diye sesleniyordu.

Alman edebiyatçı, ressam, siyasetçi Goethe ise “neysen o’sun sen, önünde sonunda”  diyerek dışsal görünümün özü değiştirmediğine vurgu yapıyordu.

Ülkemiz, dünya demokrasi liginde en alt sıralarda yer alıyor. Her geçen yıl puanlarımız düşüyor. Demokrasi kültürünün en temel değerleri olan hoşgörü, insanın kişiliğine ve onuruna saygı, düşünce ve fikir özgürlüğü, uzlaşma, müzakere alanlarındaki kısırlığımızı aşamıyoruz.

Bu sorunun temellerini anlayabilmek için, demokrasi liginin zirvesinde bulunan Ülkelerin tarihine, verilen mücadelelere, ödenen bedellere bakmak gerekiyor. İşte size birkaç kilometre taşı.

İngiltere’de baronlar krala başkaldırdılar, savaştılar. 1215 yılında Magna Carta Libertatum’la  (Büyük Özgürlükler Sözleşmesi) yetkilerinin birkaçından feragat etmesi, yasalara uygun davranması ve hukukun arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesi zorunlu kılınarak İngiltere tarihinde kralın yetkileri ilk kez kısıtlandı ve derebeylere bazı haklar tanındı.

Martin Luther, 31 Ekim 1517’de Wittenberg Kalesi Kilisesi’nin kapısına affedilme sertifikalarına karşı fikirlerini içeren; 95 maddeden oluşan bildiriyi asarak Protestan Reformu hareketini resmen başlattı, 10 yıl içinde Protestan isyanının lideri haline geldi. Reform’un etkileri Avrupa’daki diğer devletlerde görülmeye başladığı zaman, beraberinde kanlı mücadeleleri de getirdi. Reform veya Yenilikçi Devrim tüm Avrupa’yı etkiledi, Avrupa'nın değişim ve dönüşümüne sebep oldu. Laik bir eğitim ve öğretim sistemi kuruldu, papa ve kilisenin krallar üzerindeki etkisi sona erdi.

18. Yüzyılda İngiltere’de yaşanan Sanayi Devrimi, Avrupa'da burjuva sınıfının yapı değiştirmesine ve yeni bir işçi sınıfının doğmasına yol açtı. Toprak sahibi feodal eski burjuva sınıfına fabrika sahipleri de katıldı. Burjuva sınıfı artık her ülkede en zengin sınıfı oluşturuyordu. Ancak ülkelerin çoğunda orta sınıf pek çok siyasal ve sosyal haklardan mahrumdu. Böylece toplumdaki uzlaşmaz sınıflar (burjuvazi ve ploreterya) arasındaki çatışma keskinleşti. Mücadele eden işçiler  19. Yüzyılın sonlarından itibaren haklarını elde etmeye başladılar. İşçilerin fabrikalarda toplanması ve fabrikaların da kentsel alanlara yığılmasıyla köylülüğün yerini kentlilik almaya başladı. Kentleşme olgusu, beraberinde eğitimli, vizyon sahibi, talepkar yurttaş kitlesi getirdi. Bu gelişme tıp bilimindeki yeniliklerle ortaya çıkan nüfus artışı ve bu nüfusu doyurmak için gıda maddesi bulma çabalarıyla birleştiğinde 20. yüzyılın değişmez özelliği olan kitle toplumu tarihteki yerini aldı.

1787’de başlayan ve 1799’a kadar süren Fransız Devrimi, gerçekleştiği dönemin yanında günümüze bile etki eden önemli bir tarihsel olaydır. Yaklaşık oniki yıl boyunca Fransa’da siyasi karışıklıklar ve kaos yaşandı, binlerce Fransız hayatını kaybetti. Fransa’da halkın, kralın baskısına karşı aydınların öncülüğünde isyan etmesi olarak tanımlanan bu hareket sonucunda halk Fransa'da eski yönetime son verdi,  Avrupa ve dünya tarihinde yeni bir dönem başladı. Fransız İhtilali ile birlikte insan hakları, demokrasi, milliyetçilik, işçi hakları, liberalizm, adalet ve eşitlik gibi kavramlar ortaya çıktı.

Toplumbilim terimi olarak kültür; tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümüdür. Demokrasi de bir kültür meselesidir, seçim sandığına sıkıştırılamayacak kadar ciddi bir yaşam tarzıdır, davranışlar bütünüdür. Her ne kadar bir toplumda demokrasi için demokratik kurumlar, yasalar, başat ilke ve değerler olsa da, bunlar demokrasi kültüründe kök salmadıkça iş göremez. Demokrasi halk için vardır ama halka rağmen gerçekleşecek bir siyasal sistem değildir. Demokrasi bireyi ve toplumu inşa etmez, birey ve toplum demokrasiyi inşa eder. Bu nedenle, demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarıyla, tüm ilke ve değerleriyle oluşturulması ve uygulanabilmesi için toplumda yeterince “demokrasi kültürü” olması gerekir.

Demokrasinin yeşermesi ve gelişmesi, iktidarın otoritesinin sınırlanması, bireyin özgürleşmesi ve iktidarın öznesi olması ise, öncelikle toplumda bu yönde bir kanaatin ve talebin olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına bağlılık, kamusal alana bağlılık, çatışmaların barışçıl bir biçimde çözüme kavuşturulmasının gerekliliğine olan inanç, kültür çeşitliliğinin kabulü ve buna duyulan saygı, görüşlerini açıklamaya ve diğer insanların görüşlerini duymaya yönelik isteklilik, çoğunluğun aldığı kararlara bağlılık, azınlıkların ve azınlık haklarının korunması konusunda kararlılık ve kültürel farklılıklar arasında diyalog kurmaya isteklilik de “demokrasi kültürü”nde öne çıkmaktadır.

Thomas Jefferson’a göre, demokrasinin ve özgürlüklerin en garantisi, sokaktaki sıradan insanların onların kıymetini bilmesi, hakkını vermesidir.

İşte, bugünkü demokrasinin yeşerdiği ve kök saldığı batı toplumları; uğruna savaşların yapıldığı, kanlı bedellerin ödendiği bir süreçle yoğrulmuş kültürün üzerinde oturmaktadırlar. Demokrasilerinin ve bedel ödeyerek elde ettikleri kazanımlarının kıymetini bilmektedirler. Bedel ödeyerek olgunlaşmış, özlerindeki demokrasi kültürü, demokrasilerinin kalitesini belirlemektedir.

Ülkemizde ise ne yazık ki kitlesel bir demokrasi talebi olmamış, Cumhuriyetin aydın önder kadrolarının vizyonlarının bir sonucu olarak Cumhuriyet kurulmuş, demokrasi yerleştirilmeye, benimsetilmeye çalışılmıştır. Ne yazık ki bu süreçte, aydınlanma karşıtrlarının karşı devrimleri, askeri ihtilal ve müdahalelerle kesintiye uğramıştır.

Sonuç olarak elimizde, seçimden seçime oy kullanmaktan yani seçim sandığından ibaret sığ bir demokrasi anlayışımız ve kültürümüz vardır.

Yurttaşlarımızın önemli bir bölümü kendine demokrat başkasına otokrat.

İçinde bulunduğumuz kısır döngüden kurtulmak için bir yerlerden başlayacaksak, demokrasi kültürünü şırınga edecek eğitim modelleri oluşturup geleceğin demokrat yurttaşlarının yetişmesine öncelik vermeliyiz.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@