18.10.2022, 12:29

'Emek'li

Emekli, kelimesinin birinci anlamı, emek çekilerek yapılan, zahmetli bir eylem. “Bu işe çok emek verdi, çok emek harcadı.”

İkinci anlamı ise, yasalara göre belirlenmiş olan çalışma süresini dolduran ve yaşlılık, hastalık gibi bir nedenle işiyle ilgisi kesilerek kendisine bir çalışma karşılığı olmaksızın aylık bağlanmış olan kimse.

Yani, geçmişte bir işe emek harcayarak belli bir yaşa gelmiş, çalışma gücünü belli ölçüde kaybetmiş, ya da dinlenmeye geçmiş kimse olarak da düşünebiliriz.

Gel gör ki, ülkemizde dinlenmek bir yana, emekli aylığı ile geçinmek mümkün olmadığından, resmi olarak iş bulabilen çalışmakta,  bazıları da gayri resmi olarak kayıt dışı çalışmakta, hiç bulamayanlar artık çalışamayanlar da kıt kanaat geçim zorlukları içinde hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadır.

Bu insanlar zamanında, askerliğini yapmış, vergisini ödemiş, belli bir yaşa kadar çalışmış, çalışırken emeklilik pirimi ödemiş ve emekli olmuş.

Yaslara göre emekliğinde, emeğinin karşılığı olarak devletin her türlü güvencesi altında olacağını bilerek, güvenerek çalışma hayatı içinde olmuş.

Devletin çıkardığı yasalara göre ona bir emekli maaşı bağlamış ve her yıl, yıllık enflasyon oranında zam vereceğini taahhüt edilmiş

Yani, “seni hayat pahalılığına karşı koruyacağım, enflasyona ezdirmeyeceğim” denmiş.

Denmiş ama, devlet bu gün, bu sözünü yerine getirememiş durumda. Açıklanan enflasyon rakamları ile gerçekleşen enflasyon rakamları arasında büyük uçurum oluşmuş durumda. Böyle olunca da emekli büyük geçim sıkıntısı ile hayatı muhtaç şekilde sürdürmeye çalışıyor.

Şimdi durumu, en temel harcamalar üzerinden, çok geriye gitmeden 2008-2022 yılları arasını bir inceleyelim;

Eylül 2008 de emekli maaşı 1.800 tl

Eylül 2022 de emekli maaşı 10.500 tl

2008 de 200 gram ekmek 50.kuruş, yani 0,5 tl. 1800 tl maaşla 3600 ekmek alınıyor. Bu gün ise10.500.tl ile 2625 ekmek alabiliyor, 975 adet ekmeği buharlaşmış,  ekmek hesabından bu gün için 3900 tl kaybı var.

Yine, mart 2008 de, 1800 tl emekli maaşı ile 1385.dolar alabiliyordu, bu gün eylül 2022 itibari ile 10.500.tl maaş alan bir emekli 564 dolar alabiliyor. Bu günkü zararı 811 dolar yani 15.084.tl

Örnekler çoğaltılabilir, ancak nerden bakarsak bakalım, emeklinin ücret kaybı içinde olduğu çok ve net.

Başta ev kirası olmak üzere, doğal gaz, elektrik ve gıda harcamalarını bile karşılamayan emekli maaşları, emekliyi borçlanmaya zorluyor, emeklilerin neredeyse tamamı bankalara borçlu.

Şubat 2022 de 50 yaş üstü, 204 bin kişi, İşkur’a iş için başvurmuş, başka yerlerde iş arayanları siz düşünün,

Bu örnekler her şeyi çok açık olarak ortaya koyuyor.

***

Şimdi bazı rakamlara bakalım.

Türkiye nüfusu 84 milyon, 680 bin,

Türkiye’de emekli sayısı 13 milyon 722 bin,

2023 te oy kullanacak seçme sayısı 64 milyon

Seçmenin %22 si emekli,

Yani parti kursalar, iktidar ya da ortağı olurlar!

Rakamların ayrıntılarına çok fazla girmeden, pirim ödeyerek emekli olan sayış 10 milyon civarında, yani pirimi ni bu devlete bizzat ödeyerek emekli olmuş.

Yine yaklaşık 4 milyon kişi ise, dul ve yetim aylığı alıyor, yani sisteme pirim ödemişliği yok.

Eskişehir de ise, yaklaşık 900 bin nüfus,650 bin seçmen, 35 bin emekli var. Yani Eskişehir’in nüfusun %4 ü emekli, seçmenin de %5 emekli hatırı sayılır rakamlar.

***

Yaslar işverene ve çalışa sendika kurma hakkı veriyor ama emeklinin sendika kurma hakkı yok olarak kabul ediliyor.

Oysa, emeklilerin haklarını aramak, maaş artışlarında devlet ile pazarlık masasına oturma hakkı elde etmek için, Avrupa insan hakları sözleşmesine ve anayasa ya göre sendika kurma hakları var.

Bizim de taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi, “herkes sendika kurabilir” diyerek bu hakkı tanıyor olmasına rağmen, siyaset bu hakkı emeklilere vermiyor.

Tamam, kanunla düzenlenmiş bir hak olmasa da, anayasa ya göre; “uluslararası sözleşmeler ile iç hukukun çelişmesi durumunda, uluslararası sözleşmeler esas alınır” dendiğine göre emeklilerin sendika kurma hakkı var, ama bu hak halen görmezden geliniyor, kurulan sendikalarda  açılan davalar ve valiliklerce kapanmaya çalışılıyor.

Oysa devletin, onlar çalışırken ve emeklilik pirimi öderken, emekli olunca, çalışamadığı zaman geçimini sağlayacak ücret vereceğini yasalarla güvence altına aldığını garanti etmesine rağmen, bu gün gerçek te böyle bir geçim rahatlığı yok, geçinemiyorlar, sürekli el avuç açar durumdalar.

Olaya nerden bakarsak bakalım emeklilere haksızlık edildiği çok açık ve net. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak için ve çözüm aramak, bulmak şart.

Çözüm aslında emeklilerin kendi ellerinde.

Öncelikle emekliler, bir araya gelerek birleşmeli ve güç birliği oluşturmalıdır.

Bu güne kadar güç oluşturamayan dernekler ve diğer emekli örgütleri ile ilişkiye geçip bir araya gelmek ve birliği sağlamak zorundadırlar.

Ayrıca, kim kendilerine destek olacaksa, kim sendika kurma hakkını destekleyecekse o parti içinde yoğun olarak çalışma yapmaları gerekmektedir.

***

Siyasal partiler ise, konuyu ciddiyetle ele alarak, emekliye sendika kurma hakkı tanıyacaklarını açıklamadırlar. Yasada yapılacak ufak bir değişiklik ile  “herkes sendika kurabilir” cümlesi ile konunun çözüme kavuşacağı uzmanlarca dile getirilmektedir.

Genel seçimler yaklaşıyor, bu sorunu gündemine alan siyasi partiler epey taraftar ve oy kazanır.

Ve, sonuç olarak yine tekrarlayalım, sorunun çözümü emeklilerin kendi ellerinde.

Yani, tüm emekliler birleşmeli, bütünleşmeli ve örgütlü bir güç olmalarında.

Değilse, muhtaç halde, verilene razı olmaya ve  yönetenlere el, avuç açmaya mahkum olmaya devam ederler.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (1)
İbrahim 2 yıl önce
Şuan 3500 TL alan emeklide var bu parayla bir ayda ancak ekmek su ve fatura giderlerini karşılaya bilir.bozdur,bozdur harca ......
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@