Kazım Kurt son noktayı koydu: İç trafik hükümetin denetiminde!

Sağlı Sollu Haber Genel Yayın Yönetmeni Arif Anbar, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’la görüşmesini aktarmaya devam ediyor. İşte son bölüm…

ESKİŞEHİR 15.07.2021, 11:39 16.07.2021, 14:19
Kazım Kurt son noktayı koydu: İç trafik hükümetin denetiminde!

Gazeteci Arif Anbar’ın sorularını yanıtlayan Başkan Kurt, röportajın 3. ve son bölümünde AK Parti’yle ilişkilerinden Murat Özcan’a, URAYSİM ve Raylı Sistemler İhtisas OSB’den Şehir Hastanesi’ne, trafik sorunundan altyapı meselesine, Yılmaz Büyükerşen’den Oğuzhan Özen’e kadar pek çok konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

İşte, röportajın son bölümü…

A. ANBAR: Eskişehir’de en hararetli tartışmaların yaşandığı meclis, Odunpazarı Belediye meclisi. Bunun nedeni nedir? Diğer taraftan, AK Parti grubuyla ilişkileriniz nasıl? Alınan kararlarda hangi oranda oy birliği sağlanıyor?

‘BURHAN SAKALLI’NIN RAPORUNA AK PARTİ ÇOĞUNLUKLA KARŞI ÇIKTI’

K. KURT: Odunpazarı meclisinde ben tartışılsın istiyorum. Demokrasi tartışma rejimidir. Belediye meclis üyelerimiz tartışsınlar, konuşsunlar, Türkiye ve Eskişehir sorunlarıyla ilgilensinler. Biz gündem dışı konuşmaları kısıtlamadan herkesin istediği gibi yapması gerektiğini savunanlardanız. Ama bazı meclis üyesi arkadaşlar bundan sıkılıyorlar. Hayır, bence konuşulsun, tartışılsın, sabaha kadar sürsün, 2 gün tartışılsın, 5 gün tartışılsın. Çünkü kanun bize bu yetkiyi vermiş. Ama ne yazık ki ‘parmağı indirelim kaldıralım bir an önce gidelim’ mantığı hakim. Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızla yüzde 90’a yakın oy birliğiyle geçiriyoruz kararları. Bu iki anlama gelir. Birincisi, bizim idare olarak yasaya, yönetmeliğe ve geleneklere aykırı önergeyle gelmediğimiz anlamına geliyor. İkincisi de Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın da makul ve mantıklı gelen önergelere karşı çıkmadığı anlamına gelir. Yüzde 10’luk gibi bir karşı oy çıkışı olur, o da siyaseten belediyeye gerçekten ihtiyacı olan konulardadır. Çünkü siyaset ağır basar. Mesela hiçbir bütçemize evet demediler. Faaliyet raporu, performans programı; hiçbirini kabul etmediler. Halbuki buna karşı çıkmanın anlamı yoktur. Mesela Burhan Sakallı’nın hazırladığı faaliyet raporunu ben savundum ilk göreve geldiğim zaman. Ama Adalet ve Kalkınma Partililerin büyük bir kısmı hayır dedi. Onun için önemli olan Eskişehir’e ve Odunpazarı’na yararlı kararların çıkmasıdır. Örneğin Yenikent Pazar yerinin yapımı. Her seferinde karşı çıktılar, 5 sene uzadı bu yüzden. Buradan bizde zarar ettik, vatandaşta. Güneş Enerji Santralinin yapımına karşı çıkıldı ve süreç uzadı. Sonuçta yaptık ama iki üç milyona yapılacakken sekiz on milyon liraya yapılıyor. Dolayısıyla zarar oluyor.

A. ANBAR: AK Parti’nin Odunpazarı Meclisindeki en etkili ismi Murat Özcan. Sık sık karşı karşıya gelebiliyorsunuz ve atıştığınız zamanlar oluyor. Aranız nasıl Özcan’la?

‘ATIŞMA DEĞİL DİYALOG’

K. KURT: Şimdi Murat Özcan grup başkanvekili. Dolayısıyla onunla daha fazla diyaloğa giriyoruz. Atışma değil de, ben buna diyalog diyorum. Ben seçildiğim günden bu yana gündeme ekstra madde ilave etmemeye gayret ediyorum. Çok olağanüstü bir şey olursa ekleme yapıyoruz. O eklemeleri yaparken de hem gündemi hem gerekçemizi önceden Murat Bey’e iletiyor, bilgilendirmeye çalışıyorum. Ben şeffaf olmaya çalışıyorum. Sol, sosyal demokrat bir belediye başkanı gizli saklı iş yapmaz. Bizim parti programımız öyle yazıyor, biz de öyle yetiştik. Bu konuda Murat Bey’le atışma demeyelim ona, diyalog diyelim, iletişimi sürdürüyoruz kendisiyle. 

A. ANBAR: Gelelim bir başka konuya. Sanırım bu konuda da diyalog gerekiyor. URAYSİM ve Raylı Sistemler İhtisas OSB’den bahsediyorum. Ne düşünüyorsunuz bu iki konuda? Öte yandan, ortada Alpu Belediyesi’nin itirazını iptal eden bir mahkeme kararı da var.

‘URAYSİM’E KARŞI DEĞİLİM’

K. KURT: Tartışılan iki unsur var orada. Birisi URAYSİM, birisi raylı sistemler organize sanayi bölgesi. Şimdi ikisini karıştırmamak lazım. Termik santrali ayrı tutuyorum. Alpu’da tartışmanın alevlenmesinin nedeni raylı sistemler organize sanayi bölgesinin kurulacak olmasıdır. Hiç kimse URAYSİM’i tartışmadı. URAYSİM’e karşı değilim. Hiç kimse Eskişehir’de URAYSİM’e karşı çıkmadı. Alpu Belediyesi’nin açtığı dava zaten süre yönünden reddedildi. Çünkü URAYSİM kararı 10 yıl önce verilmiş. Şimdi 11 yıl önce ben milletvekiliyim. Bütçe komisyonu üyesiydim. İlgili yılın bütçesi geldiği zaman bütçe maddelerinin bir tanesinde Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinin yatırdığı harçların merkezi bütçeye aktarılmasıyla ilgili bir hüküm vardı. Hemen fotokopisini çektirdim ve o zamanki rektöre bildirdim. Dedim ki sizin paralar gidiyor, buna ne öneriyorsunuz? Ne yapmalıyım? Önce olamaz dediler. Ertesi gün sabah rektör ve yardımcılarımız meclise geldiler görüştük, yine olamaz dediler. Sonra AKP’lilerle görüşler, ertesi gün anlaştık dediler. Bize de ‘sesinizi çıkarmayın’ dediler. ‘URAYSİM’in yapılmasına harcanacak bu para, bizde onu destekleyeceğiz’ dediler. Ben CHP’li bir plan bütçe komisyonu üyesi olarak eğitime harcanacak bir paranın buna aktarılmasını doğru bulmadığımı söyledim. Biz CHP olarak buna muhalefet ettik. Başından beri bu işi biliyorum. Ama ne oldu? 11 yıl geçti aradan, iktidarın kılı kıpırdamadı URAYSİM’le ilgili. Anadolu Üniversitesi’nin hiç umurunda olmadı. Organize Sanayi Bölgesi ile Sanayi Odası’nın ruhu duymadı.

'OSB YAPACAKLARSA URAYSİM BİNALARININ KUZEY TARAFINA YAPSINLAR'

Ama ne zaman ki bir organize sanayi ihtiyacı doğdu, o organize sanayiyi URAYSİM’le pazarlamaya çalıştılar. O organize sanayiyi URAYSİM’le cilalayıp ‘bak efendim URAYSİM’e karşılar’ algısı yaratmaya çalıştılar. Öyle bir şey yok. URAYSİM diye bir şey yok zaten, inşallah şimdi canlanır ve yapılır. Zaten oradaki tarlaları Mardinli almış, İstanbullu almış, Filistinli almış. Yani burada organize sanayi bölgesinin yapılmasına Sanayi Bakanlığı da karar vermiş. Şimdi bizimkiler onun kolaylaştırıcılığını yapıyor. O nedenle iki işi karıştırmamak lazım. Devlet Demiryolları ve Anadolu Üniversitesi iş birliğiyle URAYSİM yapılsın. Buna evet, itiraz yok, bir an önce yapılsın. Ancak raylı sistemler OSB’nin yapılacağı alan çayır. Çevre köylerin sulanır arazilerinin olduğu yer. Kaldı ki orada sulama kooperatifleri kanalıyla yer altı sulama sistemleri kurulmuş. Şimdi orası bozulacak ve oraya OSB yapılacak. Doğru olan şudur: İlla yapacaklarsa URAYSİM binalarının kuzey taraflarında tarıma elverişli olmayan alanlar var, orada yapsınlar. Ama şimdiki alan çayır olduğu için, kamulaştırma parası verilmeyeceği için mevcut yeri istiyorlar. Bir de oralarda tarla alanlara kıyak olacak.

A. ANBAR: Görüşmemizin önceki bölümlerinde pandemiyle mücadele kapsamında belediyenin durumunu değerlendirmiştik. Söz konusu sorunun çerçevesini genişletmek isterim. Sizce, Eskişehir, pandemi sürecinde şu ana kadar başarıyı yakaladı mı?

‘BELEDİYELER DE MERKEZİ HÜKÜMET DE ÇOK İŞ YAPTI’

K. KURT: Gerek belediyelerimiz, gerek merkezi hükümetin temsilcileri çok iş yaptı bu süreçte. Ama son verilerde aşıda da ön sıralardayız, vakada da ön sıralardayız, demek ki başarılı değiliz pandemiyi önleme konusunda. Odunpazarı Belediyesi olarak olağanüstü işler, fedakarlıklar yaptık. Hatta sosyal yardımlar adına ayırdığımız bütçe çoktan bitti. Dolayısıyla yeni kaynaklar bularak sosyal yardımlara devam edeceğiz. Ama bu yardımlar Eskişehir’in vaka sayısında ön sıralarda olmasını engellemeye yetmedi. İl Sağlık Müdürlüğüyle ilgili yorum yapmayayım. Çünkü ayrıntısını bilmediğim konuda bir şey diyemem. Ama şöyle olsun isterdim: Merkezi yönetimin temsilcileri üç büyük belediyeyi dışlamadan çok daha iyi işler yapabilirlerdi. Bizi hiçbir şeye karıştırmadılar. Bize hiçbir şey sorulmadı. Bize sadece talimatlar geldi. Biz o talimatları uygular pozisyona düştük. İnisiyatif alarak yaptığımız işleri de yasaklar koymak suretiyle, yardım toplamayı engellemek suretiyle bozmaya çalıştılar. Benim şu anda ne vaka, ne hasta, ne ölü, ne aşı, ne alınan önlemler konusunda hiçbir bilgim yok, tabii resmi olarak. Hiçbir toplantıda bunlar bize anlatılmadı. Toplantı sayısı da üçü beşi geçmedi. Dolayısıyla uyumsuz bir çalışma oldu. Yani çok büyük bir başarı beklemenin mümkün olmadığı görüldü.

A. ANBAR: Bağlantılı bir soru… Şehir Hastanelerini eleştirdiğinizi biliyoruz. Hükümetin bu süreçteki savunması ise Şehir Hastanelerinin pandemiyle mücadele sürecine üstün katkı sunduğu iddiası. Buna katılır mısınız? Şehir Hastaneleriyle ilgili görüşünüz değişti mi?

‘TÜRK HALKI TÜRKİYE TARİHİNDEKİ EN PAHALI SAĞLIK HİZMETİNİ ALIYOR’

K. KURT: Sağlıkta özelleştirmenin yolunu açan bir sisteme doğru gidişin işaretiydi Şehir Hastaneleri. Pandemi sürecinde Şehir Hastaneleri olduğu için pandemiyi engellediğimize dair ben bir işaret görmedim. Kütahya da Şehir Hastanesi yok, Bilecik’te yok. Demek ki çok büyük bir fark söz konusu değil. Şehir Hastaneleri yeni yapılar oldukları için fiziki olarak, yeni malzemeler anlamında iyi. Ama sistem yine yoksulun ötelendiği, yine garibanın dışlandığı, yine yöneticilerin inisiyatifine göre ilaç konusunda tartışma yaşanan yerler. Şimdi sonuçta Danimarkalılara satışı da ekonomik garantiler nedeniyle. Bakın eczacılara ve doktorlara soralım Şehir Hastanelerinin başarılı olup olmadığını? Ben eczacılarla konuşuyorum. Şikayetleri şu: Devletle hasta arasında tahsildar görevi görüyor eczaneler. Devlet, Şehir Hastanesinde vatandaştan para almıyor. Vatandaş parasız hizmet aldığını sanıyor. Ama eczaneye gidince eczacının yakasına yapışarak ‘ben üç tane ilaç aldım niçin bu kadar para ödüyorum’ diyor. Halbuki doktorun, reçetenin, ilacın parasını ortan alıyor. Dolayısıyla şu anda sanıyorum Türk halkı en pahalı sağlık hizmetini alıyor. Solcu, sosyal demokrat bir politikacı olarak ben, sağlık hizmetlerinin tamamen kamusal ve parasız olması gerektiğini savunuyorum.

A. ANBAR: Sayın başkan, sorularımı tamamlamak üzereyim. Görüşmemizin sonuna doğru, Eskişehir’in kronik tartışmalarından birine ilişkin görüşünüzü almak istiyorum. Tek kelime: Trafik…

‘ÇEVRE YOLLARI YAPILMAZSA ŞEHİR İÇİ TRAFİK ÇÖZÜLMEZ’

K. KURT: Eskişehirliler yerel seçimde Adalet ve Kalkınma Partisinin adaylarını tercih etmediği için, genel seçimde güçlü olan ve yerel yöneticileriyle de Ankara’yı etkileyen Adalet ve kalkınma partililer bizim belediyelerin rahatlayacağı ortamı sağlatmıyorlar. Çevre yolu dizayn edilmediği sürece Eskişehir’deki trafik sorunu çözülmez. Çünkü Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile şehrin bağlantısını sağlayan çevre yolu. Dolayısıyla OSB’de çalışan 70-80 bin insan aynı yolu kullanıyor. Kuzey-Güney Çevreyolu çalışmaları da inadına yaptırılmıyor. Dolayısıyla şehrin merkezi trafiği ister istemez sıkışıyor.

'YILMAZ BÜYÜKERŞEN’İN UKOME’DEKİ BELİRLEYİCİLİĞİ BİTTİ'

Kent içi ulaşım ve trafik bildiğiniz üzere Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda. Ama 2019’da AKP büyükşehirleri kaybettikten sonra onu da büyükşehirlerin elinden aldı. Bunu yaparken UKOME’nin yapısını değiştirdi. Bununla beraber Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen’in UKOME kararları üzerindeki belirleyiciliği bitti. Dolayısıyla iç trafiği de düzenlemek artık merkezi hükümetin denetiminde oldu. Şimdi yakın zamanda Büyükşehir Belediyesi bir bisiklet yolu ile ilgili anlaşma yaptı. O belki biraz rahatlatabilir. Ama İTÜ tarafından yapılan bir trafik mastır planı var sanıyorum. O plan doğrultusunda yapılaşmalar gerçekleşirse kent içinde sıkıntı biraz azalabilir.

‘İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİNİN ARASINDA SORUN OLMASA KEŞTE’

Eskişehir’in talihsizliği şu: Yapılaşma tamamlanmış, mevcut yolu genişletme şansınız yok. Ne Atatürk Caddesini ne Yunus Emre Caddesini ne Sivrihisar Caddesini ne Muttalip Caddesini genişletemezsiniz. İster istemez zorunluluk nedeniyle mevcut haliyle yürüyeceksiniz. Yeni açılan alanlarda fazla sıkıntı yok; işte Batıkent, işte Vadişehir, İşte Ihlamurkent… Ama merkezde Taşbaşı’nda bunu nasıl çözeceksiniz. Ya bir dönüşüm yapacaksınız ya Taşbaşı’nda trafiği yasaklayacaksınız. Bu sefer de Eskişehir’de şöyle bir alışkanlık var: Dükkanın önüne kadar arabasıyla gitmeye çalışan bir anlayış var. Nitekim tarihi Odunpazarı bölgesindeki sit alanında araç trafiğini yasaklayalım dedik yer yerinden oynadı. Şimdi can çekişen esnaf, para kazanamayan esnaf belediyenin yapacağı her hamleyi kendisinin işinin bozulacağına endekslediği için tepkici davranıyor. Keşke bize gösterdikleri tepkinin onda birini iktidara gösterseler bu iş düzelir. Ama ne yazık ki bir çözümsüzlük sürecindeyiz şu anda. Ben AKP’li milletvekillerinin Ankara’da çok güçlü bir etkileme alanlarının olmadığını görüyorum. O nedenle de Eskişehir’de yapılamayan işlerin bütün sorumlusu AKP’li milletvekilleridir. Bir de bakın, AKP’li milletvekillerinin arasında da sorun olmasa keşke. Bunlar ülke için aynı hedefte yan yana gelmiş insanların kişisel kaprisleridir diye tahmin ediyorum.

A. ANBAR: Bir belirgin sorun daha… Eskişehir’de şiddetli yağışlarda hayat durma noktasına geliyor. Bir görüş, nadir görülen böylesine yağışlar nedeniyle büyük yatırımlar yapılmaması gerektiğini savunuyor. Bir diğer görüş ise vatandaşın konforu için yatırımdan kaçılmaması gerektiğini ifade ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

‘ALTYAPIDA BUGÜN ÖNGÖRÜLEMEMİŞ’

K. KURT: Bir kere kentin planlanması doğru hesaplarla olmalı. Bizim büyük ölçüde 15-20 yıl önce biten altyapının, bugünü tam öngöremediği anlamına geliyor. Kaldı ki olağanüstü bir yağış olunca ister istemez taşmalar oldu. Şöyle olabilir: Belki yeni arıtmalar yapılabilir. Yeni gelişen bölgeler için kurulan hayallerin tutması gerekir. Şimdi doğal akışına bırakılsa idi, imar tahminleri tutabilirdi. Ama şimdi ne oldu? Vadişehir-Ihlamurkent bölgesi; TOKİ geldi konut yaptı ve orası ister istemez büyüdü. Şimdi o bölgedeki kanalizasyonların yetersiz kalması bence doğal. Bu iş birliği içinde, TOKİ ya da devletin yerel yönetimleri ciddiye almasıyla çözülebilir. Başka türlü düzelmez.

‘OĞUZHAN ÖZEN YOĞUN ÇALIŞMA İÇERİSİNDE’

Burada yerel yönetimleri kusurlu çıkarmanın doğru bir tarafı var mıdır, hayır yoktur. Çünkü aynı sıkıntı çevreyolu köprülerinin altında da söz konusu oluyor. Bir de orada, her yağışta sorun oluyor. Tabii belediyelerin de iyileştirici programlar yapmalarında yarar olduğu da ortaya çıktı son yağışlarla beraber. ESKİ’de yeni bir yapılanma var. Yeni yapılanmada Genel Müdür Oğuzhan Özen’in herhalde bunları gördüğünü düşünüyorum. Çünkü yoğun bir çalışma içinde kendisi. Oğuzhan Bey’in hem sistemi tanıma hem de sisteme alternatif üretme konusunda hazırlıkları olduğunu biliyorum. Yerel yönetimler olarak üstümüze düşen görevleri biz yerine getiririz, ama merkezi hükümetin de bu konuda ciddi desteğinin olması gerekir.

A. ANBAR: Son soru… Pandemi dolayısıyla saha çalışmalarınızı rutinin altında bir hıza çekmiştiniz. Önümüzde ciddi bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu ifade ediyorsunuz. Çalışma temponuzu arttırmayı düşünüyor musunuz?

K. KURT: Eski tempomu da geçeceğim. Çünkü bir cumhurbaşkanlığı seçimi atmosferine girdiğimizi hissediyorum, her an seçim olabilir. İlçemizin 50 köyü var, bu 50 köyün yarısını gezdim bayramdan sonraki dönemde. Kısa sürede tümüne ulaşıp sorunların çözülmesini sağlamaya çalıştık. Önümüzdeki süreçte de düğünler, etkinlikler başlar ve hızımızı sürdürürüz. Ben örgütlü ve programlı politik gezilerimi arttıracağım. Bir milletvekili fazla çıkarmak için elimden geleni yapacağım.

A. ANBAR: Son soru dedim ama son cümleniz üzerine bir soru daha sormak istiyorum. Milletvekili adayı belirleme sürecine müdahaleniz olur mu?

K. KURT: Bir partili sorumluluğu içinde milletvekili adaylarının belirlenmesi konusunda tabii ki mücadele ederim.

-SON-

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@