banner194

20.03.2023, 10:31

Kılıçdaroğlu... Kimin adayı? Kimlerle konuşmalı? Kimlerle konuşmamalı?

Millet ittifakının 13. Cumhurbaşkanı Adayını belirleme sürecinin sancılı geçeceği konusundaki endişe ve öngörüler haklı çıktı. 3 Mart’ta İYİ Parti Genel Başkanı Meral AKŞENER’i n 6’lı masaya ve masa arkadaşlarına yönelik iddialarıyla yaşanan gerilim, yine Meral AKŞENER’in 6 Mart’ta geri adım atarak masaya dönüşüyle son buldu gibi oldu. 

Son buldu gibi oldu diyorum, çünkü Meral AKŞENER’in masaya döndükten sonra verdiği demeçler de, her an yeni krizlerin fünyelerinin çekilebileceği konusunda tereddütlere neden olmaya devam ediyor. 

Tarladaki mayınların en tehlikesi şu anda KILIÇDAROĞLU’nun HDP ile yapacağı görüşme olarak gözüküyor. 

Meral AKŞENER, masaya döner dönmez, masanın üzerine bu mayını yerleştirdi ve KILIÇDAROĞLU’na karşı ilk blokesini ortaya koydu. 

Hatırlanacağı gibi, İYİ Parti Genel Başkanı Meral AKŞENER, 07 Mart tarihinde Habertürk ekranlarında Fatih ALTAYLI’ya konuk olmuştu. Bu programda, Fatih ALTAYLI’nın Meral AKŞENER’e, KILIÇDAROĞLU’nun HDP ile görüşme yapacak olması konusundaki görüşlerini sorması üzerine AKŞENER, “CHP, HDP ile görüşebilir bu net ama HDP’nin taleplerini bizim olduğumuz masaya getiremez” demişti. Bu cevabıyla AKŞENER, KILIÇDAROĞLU’nun HDP ile görüşmesinin ancak CHP Genel Başkanı sıfatıyla olabileceğini, kendilerini temsil etmeyeceğini vurgulamaya çalışmıştı. Aynı AKŞENER’in, 18 Mart tarihinde TV100 Televizyonunda Uğur DÜNDAR’ın konuğu olduğu programda ise “Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak HDP ile de görüşmesinde bir sakınca olmadığı” sözleriyle bu duruşundan geri adım attığını gördük. 

Bu sözler üzerinden Sayın KILIÇDAROĞLU’nun kimin adayı olduğunun, kimlerle görüşüp kimlerle görüşmemesi gerektiğinin, görüşmelerinden, görüşmelerinde kendisine iletilen taleplerden kimlere bilgi vermesi gerektiğinin tartışılması gerektiği ortaya çıkmıştır. 

Bu soruların cevaplarını, 6’lı masayı oluşturan liderlerin 6 Mart tarihinde SAADET Partisi Genel Merkezi önünde hep birlikte bulundukları ve Temel KARAMOLLAOĞLU’nun ittifak adına yaptığı açıklamada, altında Meral AKŞENER’in de imzasının bulunduğu 6 Mart tarihli “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinin Yol Haritası” isimli mutabakat bildirisinde bulabiliriz. 

SAADET Partisi önünde yapılan basın açıklamasında, Meral AKŞNER’in de aralarında bulunduğu liderlerin huzurunda Temel KARAMOLLAOĞLU, Kemal KILIÇDAROĞLU’nun MİLLET İTTİFAKININ 13. Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan etmiştir. Yani, KILIÇDAROĞLU, CHP’nin değil Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayıdır. 

Mutabakat Bildirisinin ortaya koyduğu ortak anlayıştan ve akabinde liderlerin yaptıkları açıklamalardan da, tüm süreçlerin liderlerin istişaresi, ortak aklıyla yürütüleceği, her konuda bilgilendirme, işbirliği yapılacağı, kararların uzlaşıyla alınacağı anlaşılmaktadır. 

O halde, KILIÇDAROĞLU’nun HDP dahil tüm siyasi partilerle, toplumu temsil eden tüm kesimlerle yapacağı görüşmeler CHP Genel Başkanı ya da CHP Cumhurbaşkanı Adayı sıfatıyla değil Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı sıfatıyla gerçekleşecek, bu bağlamda Meral AKŞENER’i de görüşmelerin tarafı haline getirecektir. 

KILIÇDAROĞLU’nun, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı sıfatıyla, HDP ile yapacağı dahil tüm görüşmelerinde kendisine iletilen görüş, düşünce ve varsa talepleri de, Millet İttifakı bileşenlerine aktarmak, onların görüş ve düşüncelerini almak, karar alınması gerekiyorsa birlikte karar alınması için uzlaşılarına sunması gerekmektedir. Bu kapsamda, HDP’nin varsa olası taleplerinin muhataplarından biri de Meral AKŞENER’dir. 

Görüldüğü gibi, Meral AKŞNER her ne kadar kendini HDP ile yapılacak görüşmelerin dışına atmaya çalışıyorsa da bu mümkün değildir. 

Diğer yandan, KILIÇDAROĞLU’nun HDP ile görüşmesinin sakıncalı bir davranış gibi gösterilip bu yolla itibarsızlaştırılmaya çalışılması da doğru değildir. 

Ülkemizde geniş toplum kesimleri, özellikle muhalefet kesimi ve hatta iktidara yakın olan grupların bir bölümü dahi; toplumun ayrıştırıldığından, bölündüğünden, haklı taleplerin dinlenilmediğinden, dikkate alınmadıklarından, bölücü bir siyaset anlayışının zarar verdiğinden yakınmaktadır. 

Muhalefetten umut edilen de, milletin tamamını kucaklayan, saran, kulak veren, şefkat gösteren, talep ve sorunlarına çözüm üreten, barışı tesis edecek politikalar geliştirmesidir. 

KILIÇDAROĞLU, bu iddianın sahibidir. 

O halde, HDP dahil tüm siyasi partilerle, farklı sosyal sınıfları, düşünce ve inanç gruplarını ziyaret etmeli, dinlemeli, taleplerini almalı, masaya getirmeli, ittifak ortaklarıyla tartışmalıdır. 

Görüşmek, taviz vermek değildir! 

Toplumun önüne, “taviz veriliyor” şeklinde servis edilmekten kaçınılmalıdır. 

Önümüzdeki süreci hep birlikte takip edeceğiz. 

Siyaset, bu sorunlarını aşacak mı yoksa Ülkenin el freni olmaya devam edecek mi?

saglisolluhaber.com

Yorumlar (0)
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@