21.03.2022, 13:24

Eskişehir’in politik tarihi ve tavrı

Eskişehir’in tarihsel politik süreçlerine baktığımızda, Eskişehir sol-sosyal demokrat yapısı nedeniyle özellikle yerel seçimlerde sol-sosyal demokratların Anadolu’daki tek kalesidir.

Örneğin; Prof. Dr. Emine Nur Günay, 2 Kasım 2015 tarihinde sosyal medyada şu paylaşımı yapıyor. “AK Parti CHP'nin İç Anadolu’daki tek kalesini aldı... Zafer hemşerilerimin.”

Yaptığı paylaşımın altında Milliyet.com.tr etiketi var, Milliyet.com.tr’nin seçim ile ilgili haber metnini paylaşmış, belki de akademisyen kimliği süzgeci ile onaylıyor ki, paylaşmış, belki de vekil olmanın heyecanı ile hoşuna gittiği için paylaşıyor.

 O tarihteki Milliyet.com.tr’yi incelediğimiz zaman haber şu şekilde;

“AK Parti CHP'nin İç Anadolu'daki tek kalesini aldı”, “İzmir gibi CHP'nin kalesi olarak bilinen illerden biri olan Eskişehir artık AK Parti'ye geçti” 

CHP’nin İç Anadolu’daki kalesinin Eskişehir olduğu çok doğru olmasına rağmen, Eskişehir’in artık Ak Parti’ye geçtiği hatalı bir yorum.

Aslında kendisinin vekil olması dışında ortada bir zafer olmadığını seçim sonuçları açıklıyor. Çünkü oylar birbirine çok yakın ve AKP-3 ve CHP-3 olarak eşit sayıda vekil çıkarmış.

Aynı paylaşımı 2018 genel seçim sonuçlarından sonra söyleseydi daha anlamlı olurdu sanırım, çünkü gerçekten CHP’nin İç Anadolu’daki tek kalesi epey hasar almış, oy sayısı, oy oranı düşmüş, vekil sayısı da 3’den 2’ye inmişti. Üstelik vekil sayısı 7’ye çıktığı halde.

Gelelim Eskişehir, neden CHP’nin İç Anadolu’daki tek kalesi sorusuna.

Bu cümleleri kurup haber yapan gazetecinin epey bilgi birikime sahip olduğunu düşünerek, gazeteci arkadaşı ve Eskişehir’den bahsederken “Eskişehir'in entelektüel birikimi de var” diyerek bu paylaşımı akademisyen kimliği süzgecinden geçirip öyle paylaştığını düşündüğüm Prof. Dr. Emine Günay da gerçeğin farkındadır.

Gerçekten de Eskişehir de müthiş entelektüel birikimler var. Tarihçi akademisyen-yazar Emel Akal’ın “İştirakiyuncular Komünistler ve Paşa Hazretleri” adlı kitabında belgeleri ile ortaya koyduğu Eskişehir 1920 tarihinde sol-sosyalist-kominist siyasetin önemli merkezlerinden birisi olduğunu belirtiyor ve tüm partilerin Eskişehir’de şubeleri var ve politik faaliyet yürüttüklerini belirtiyor.

Politika/siyasetin, Eskişehir’e olan ilgisinin nedenlerini yazar aşağıdaki nedenlerle birlikte, Eskişehir’in, binlerce yıldır Anadolu'yu doğudan batıya, kuzeyden güneye bağlayan yolların, dolayısıyla kervanlar ve orduların geçtiği bir merkez olduğunu, Eskişehir, 19. yüzyılda Kırım,  Kafkasya ve Rumeli'den gelen, Anadolu'da yaşayan halktan daha ileri tarım tekniklerine aşina göçmenlerin yerleşmesiyle işlenmemiş veya bataklık alanları ıslah ederek tarım ve hayvancılık açısından gelişmeye başlamış olması ve 1815’te kurulan Çifteler Harasının kurulması ile zincirleme gelişen olaylara bağlamaktadır.

Tarım hayvancılığın, zanaatın  gelişmesinden tutunda 1892 de Bağdat-Berlin tren hattının Eskişehir’e ulaşması ve bunun birçok alanda yansımalarının görülmesi( cer atölyesi için 500 Alman’nın aileleri ile birlikte Eskişehir’e yerleşmesi) ile işçi sınıfının oluşması ve yine bunun yansımaları ile bolşevizim taraftarı, “İşçi”, “Arkadaş” ve “Yeni Dünya” gazetelerinin merkezlerinin Eskişehir de olması ve buradaki matbaalarda basılması, ilk olarak burada dağıtılması, özellikle “Yeni Dünya” gazetesinin finansmanının Çerkez Ethem eliyle TBMM ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından karşılandığı, Türkiye Bolşevik Komünist Partisi (TBKP) ilk parti programının Eskişehir de basılması, halka parasız dağıtılması ve yeşil orduya gönderilmesi, işçi kulübünde ve tiyatro binasında propaganda konuşmaları yapılması, Ethem Nejat (1883-1921)Türk eğitimci ve sol-sosyalist siyasetçi, Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri (1920–1921) Eskişehir Maarif Müdürlüğü döneminde eğitimin çağdaşlaştırılması çalışmalarına büyük katkıda bulunması, kısaca, sol sosyalist partilerin Eskişehir de yoğun faaliyet içinde olması, Eskişehir de sol sosyalist birikimin ve kültürün oluşması ve daha sonraki yıllarda TİP, TSİP, TKP, DEV-GENÇ hareketlerine, sosyal demokrat sendika, kooperatif, STK ve vakıflara (EGEV) evrilmesi, sonra da, Cumhuriyetin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisini etkilemesi de, Eskişehir’i sol-sosyal demokrat bir kent haline getirmiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonra Eskişehir de yapılan yatırımlar ile işçi sınıfı ile birlikte bürokrasinin oluşması, açılan Anadolu Üniversitesi ile de eğitim seviyesinin yükselmesini sağlamıştır

Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün kurulmasından tutunda, (1925), Eskişehir Çiftçi Bankası kurulması,(1918) Uçak Bakım Atölyesi kurulması, (1926), Eskişehir Şeker Fabrikası, (1933), İlk eğitmen kursunun açılması, (1936), İlk Köy Enstitüsü'nün açılması, (1940) İlk Türk otomobili Devrim'in üretimi (1961), İlk Türk lokomotifi Karakurt'un üretimi, (1961), Dünyada öğrencilerin kanlarını satarak kurduğu ilk tiyatro,(1961)

Daha sonra 1970’li yıllarda Özel sektör yatırımları nedeniyle, Organize Sanayi Bölgesinin kurulması, halen şehrin zaman zaman dış göç alması ve nüfusun kozmopolitik yapıya dönüşmesiyle kültürel ve sosyal hayatın canlanması ile birlikte,  hoşgörü, birlikte yaşama kültürünün oluşması, şehrin sosyo ekonomik gelişimi Eskişehir üzerinde büyük birikimlere neden olmuştur.

Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre, 1996- 2003 yıllarını kapsayan  çalışmada, sosyo ekonomik gelişmiş iller grubunda yer alan; İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa ve 6.sırada Eskişehir’dir.

2017 yılındaki tuik verilerine göre Eskişehir bir sıra gerileyerek 7 sıradadır.

1961’den günümüze kadar baktığımız genel seçimlerde sol-sosyal demokrat kesim milletvekili sayılarında zamanla azalış gösterse de genelde toplam vekil sayısının yarısını çıkarmış durumdadır. Yerel seçimlerde ise sol- sosyal demokratlar daha çok seçim kazanmışlardır. Bunun nedeni, Eskişehir yerel aktörlere çok önem vermektedir. Bu gerçeği göremeyen partiler, genel seçimlerde yerel aktörlerden ziyade Eskişehir dışından adaylar göstererek Eskişehir’i politik olarak zayıflatmışlar, bu da Eskişehir’in elinde olan etkin ekonomik kurumlarını zayıflatmış ve Eskişehir’in ekonomik alanda epey gerilere düşmesine sebep olmuştur.

Sonuçta, Eskişehir de sol-sosyal demokratlar, tarihi birikimleri ve kültürleri ile her zaman belirleyici olmuştur. Parti genel merkezlerinin aday konusunda büyük bir hata yapmadığı sürece sol-sosyal demokrat kültüre bağlı kalarak oyunu kullanmıştır, hata yapıldığı zaman sandığa gitmemiş, ya da faklı oy kullanmıştır.

Bu günlerde, her an yapılması beklenen erken ya da 2023 yılında yapılacak genel seçimler de partilerin aday listelerinin belirlenirken, Eskişehir politik/siyasi tarihine göz atmalarında fayda var, adaylar; yerel yönetimlerde-kamuda başarılı yönetim becerisi geçmişi olan, partililiği tartışılmayan, partililer ve halk tarafından sevilen ön seçim ile belirlenen, büyük millet meclisine değer katabilecek niteliklere sahip ve Eskişehir’e sahip çıkabilecek çapta adaylar içinden belirlenmelidir. Bu kriterleri karşılayacak potansiyel Eskişehir de her zaman vardı, şimdi de var.

Değilse, soran, sorgulayan, demokrasi bilinci yüksek olan bir kültürden gelen Eskişehir halkı, partilerin dayatma adaylarına büyük bir coşku içinde oy vermeleri şüphelidir, geçmiş, birçok genel-yerel seçim bu derslerle doludur.

saglisolluhaber.com

Yorumlar (4)
Bayram Yumrukaya 2 yıl önce
Sevgili Rahmi, katkın için teşekkür ederim, ben "Yurtsever Devrimci Gençlik Federasyonu" nu DEV-GENÇ içinde değerlendirmiştim. Soldan bakınca diğer eleştirilerine katılmamak mümkün değil. Sevgilerimle.
Murat Kahyaoğlu 2 yıl önce
Bayram’ çığım yazıyı beğendim .
Kutluyorum. Selamlar
Bayram Yumrukaya 2 yıl önce
Sevgili Murat abi çok teşekkür ederim, sevgilerimle.
Rahmi Emeç 2 yıl önce
Güzel, tarihsel kimi tespitlerden yola çıkılarak hazırlanmış bir yazı olmuş. İlk 'sosyalist' gazetenin, tabii dini eğilimleri de içinde barındıran bir gazetenin varlığı önemlidir; bir de emek adında bir gazete çıkmıştır. 70'lerde sol- sosyalist çizgide, YDGF'nin de adı anılmalı... Sosyal Demokrat olmaya gelince, öyle bir partinin varlığından, bırakın Eskişehir'i, Türkiye'de öyle bir parti yok. Kendisine "sosyal demokratım" diyenlerin büyük bölümü, ne yazık ki; milliyetçi, ayrımcı... Sosyal Demokrat görüşün yansımalarını ben göremiyorum.
10
açık

Gelişmelerden Haberdar Olun

@